Nereye Gitti Bütün Çiçekler? oyununun tanıtımından bir kare. |
Geçen Pelin'le konuşuyorduk, "Ben artık hiçbir şeye olmaz olmaz diyemiyorum, her şey insan için" dedi. Ben de buna katılıyorum. Tam da böyle hissettiğim bir oyun izledik önceki akşam Enka Açıkhava'da. Adı "Nereye Gitti Bütün Çiçekler?".
Tuğrul Tülek son yılların özgün yönetmenlerinden biri. Bu oyunun da hem yönetmeni hem de Feri Baycu ile birlikte çeviren ve uyarlayanı.
Metnin orijinal adı "Necessary Targets". Kitap olarak 2001 yılında yayımlanan metin, Amerikalı oyun yazarı ve aktivist Eve Ensler'e ait. Tony ödüllü Ensler, 48 dile çevrilen ve 140 ülkede sahnelenen Vajina Monologları'nın da yazarı.
Nereye Gitti Bütün Çiçekler?, Mam'art, 3 Temmuz 2017, ENKA Açıkhava, İstanbul. |
Yönetmen Tuğrul Tülek tarafından "Nereye Gitti Bütün Çiçekler?" gibi güzel bir isimle sunulan oyun, iç burkan bir savaş ve kadın dramı. Oyunun yazarı Ensler demiş ki: "1993 yılında Newsday gazetesinin kapağında tecavüz kamplarından kurtarılmış travma altındaki altı kızı gördüm ve delirdim. Avrupa'nın orta yerinde tecavüzün sistematik bir savaş taktiği olarak kullanılmasına inanamadım." Aktivisit tarafı da kuvvetli olan Ensler, bir Hollywood yapım şirketini Yugoslavya'ya giderek oradaki kadınların yaşadıklarını araştırmaya ikna eder. 1994 yılında 2 ay boyunca kendisi de Bosnalı kadın mültecilerle ve savaşın tecavüz kurbanlarıyla görüşür ve ne yaşadıklarını anlamaya çalışır.
Mülteci de olsalar, hayat devam ediyor. |
1996 yılında New York Helen Hayes Sahnesinde Meryl Streep ve Angelica Houston, Bosnalı savaş kurbanlarına yardım amaçlı olarak oyunun okumasını yapmışlar. Bu okumanın ses getirmesi üzerine, Uluslararası Yardım Komitesinin isteği ile oyunu Bosna'da aynı ekiple sahnelemişler ve mülteciler için kullanılmak üzere ciddi tutarda bağış toplamayı başarmışlar. Hatta Madeleine Albright da oradaymış. Albright da esasen Prag'lı olduğu için bölgede yaşananlara derinden üzülmüştür diye düşünüyorum. 1998 yılında da Glenn Close ve Marisa Tomei bu oyunu Saraybosna'da sahnelemiş. Hatta onlarla birlikte Hillary Clinton da oraya gitmiş ve destek olmuş. Bu arada Gözde Kansu ile Marisa Tomei'in benzerliği de ilginçtir.
Dr. Stephens hijyen takıntısından, ipek geceliklerinden vazgeçerek kamptaki kadınlarla dertleşmeye başlıyor. |
Oyunda komik ögeler bulunsa da genellikle içim titreyerek izledim. Hijyen takıntılı psikiyatrist Dr. Stephens'ın o pis, kaotik ortamda barınabileceğine inanmasa da birkaç günün sonunda nasıl adapte olduğunu ve kendinden bir şeyler bulabildiğini, kadın sorunlarının dünyanın her yerinde çok benzer olduğunu gözler önüne seren oyunda her şey kararındaydı: Reji, müzikler, dekor, kostüm ve elbette oyunculuklar. Arasız 75 dakika da isabet olmuş. Şenay Gürler ne zarif bir oyuncu, özlemişiz. Goncagül Sunar komple bir insan, hem müzisyen, hem oyuncu. Sesi ne güzelmiş. Hale Akınlı ise tiyatromuzun emekçilerinden, oyunculuğu ile ağlattı resmen. Gözde Kansu'yu beğenmekle beraber, bazı anlarını abartılı buldum. Sarı saç yakışmamış. Melisa Doğu'nun oyunculuğu çok gerçekçi idi. 24 yaşındaki Ece Yüksel de çok şekerdi.
Kampta kendi yaptıkları içki de mevcut. Dr. Stephens, klasik terapi tekniklerini bırakıp kadınlarla arkadaş oluyor. |
Nereye Gitti Bütün Çiçekler'e yeni sezonda denk gelirseniz kaçırmayın. Özetle;
- "Nasıl olsa benim başıma gelmez." deme.
- "O kadar çok acı var ki acıya karşı sağırlaştık."
- "Bu Amerikalılar ne zaman vazgeçecek yardım etmekten?"
Son ikisi oyunun repliklerinden.
Yazan: Eve Ensler
Çeviren: Tuğrul Tülek, Feri Baycu Güler
Yöneten: Tuğrul Tülek
Müzik: Buket Bahar
Dekor: Semih Salto's
Işık: Çağrı Gürel
Oyuncular: Şenay Gürler, Hale Akınlı, Goncagül Sunar, Feri Baycu Güler, Gözde Kansu, Melisa Doğu, Ece Yüksel
Prömiyer: 8 Kasım 2016, İstanbul
Nereye Gitti Bütün Çiçekler?, Mam'art, 3 Temmuz 2017, ENKA Açıkhava, İstanbul. |
Yazan: Eve Ensler
Çeviren: Tuğrul Tülek, Feri Baycu Güler
Yöneten: Tuğrul Tülek
Müzik: Buket Bahar
Dekor: Semih Salto's
Işık: Çağrı Gürel
Oyuncular: Şenay Gürler, Hale Akınlı, Goncagül Sunar, Feri Baycu Güler, Gözde Kansu, Melisa Doğu, Ece Yüksel
Prömiyer: 8 Kasım 2016, İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder