İvan İvanoviç Var Mıydı, Yok Muydu?, Tiyatroadam, 31 Ocak 2017, ENKA İbrahim Betil Oditoryumu, İstanbul. |
ENKA Kültür Sanat Tiyatro Buluşmaları, 24 Ocak’ta başladı.
Bu seneki programı tuttum. ENKA’da geçen pazar tarihi Nadal-Federer finalini izlerken duvarda
asılı afişten görüp ‘Buna mutlaka gitmeliyiz’ dediğim Nazım Hikmet’in ‘İvan
İvanoviç Var Mıydı, Yok Muydu?’ oyununa annem ışık hızı ile yer ayarladı.
Bir şey yazmadan önce, bu ekibe ayakta alkışlarımı
sunuyorum. Bu dönemde bu cesaret, bu kararlılık içime su serpti. Uzun süre
sonra...
Nazım Hikmet’in 1954 yılında kaleme aldığı oyun, Sovyet
Rusyasında geçiyor. Bir taşra kasabasında yönetici olan Sergey
Konstantinoviç Petrof, mütevazı, çalışkan, bürokrasiye inanmayan, kasaba
tarafından da sevilen, sayılan idealist, iyi bir insandır. Öyle ki, kasaba
halkı her işlerini hızla halleden, bürokrasi yaratmayan bu yeni amiri hayretle
karşılar. İvan İvanoviç ise Petrof’a düşmandır. Petrof bir gün daireye geldiğinde, duvarlarda kendi portreleri ile karşılaşıp şaşırır. İvanoviç ise bir amirin saygı uyandırması ve
toplum üzerinde otorite kurması gerektiğini söyleyerek onu etkisi altına alır.
İvan İvanoviç Var Mıydı, Yok Muydu?, Tiyatroadam, 31 Ocak 2017, ENKA İbrahim Betil Oditoryumu, İstanbul. |
Düşman İvanoviç kim peki? İvanoviç, Petrof’un kötü iç sesi. ‘Var mıydı, yok muydu?’ kısmı da buradan geliyor. Tamam, olay sistem eleştirisi ama Nazım siyaset yapmıyor; insana iniyor ve vicdanı sorguluyor. Bunu yaparken de insanın kötü iç sesini dinleme seviyesine göre düştüğü hali gözler önüne seriyor. Koltuk sahibi olunca, ezer geçerim modelini benimseyip, ‘sistem böyle’ diyerek havuz sistemi içinde eriyip gitmek mi gerek? Yoksa o iç sesin seni zayıflatmasına izin vermeden, insani değerlerini koruyarak ilerlemek mi? Her iki durumda da neler olabildiğini izliyoruz oyunda. Metin delicesine güncel.
Oyunun en dikkat çekici kısımlarından biri de Petrof’un çok
aşık olduğu yüzme şampiyonu olan nişanlısı Lucia’ya bile yüz çevirmesidir. İç ses aşk, sevgi bile dinlemez. ‘Senin gibi bir amir nasıl olur da bir yüzücü parçasıyla evlenir’ diyen
çevresine/dalkavuklara/iç seslerine yenilir. Ve sonunda beklediği tren
istasyonunda, halkın kendisini değil de Lucia’yı omuzlarda taşıdığını gördüğü
an bazı şeyleri anlar.
İvan İvanoviç Var Mıydı, Yok Muydu?, Tiyatroadam, 31 Ocak 2017, ENKA İbrahim Betil Oditoryumu, İstanbul. |
Oyunun bütününü çok beğendim. Bir kere bu metnin içinde
bulunduğumuz dönemde seçilmesi göz yaşartıcı. Emrah Eren rejisi muazzam. Dekor,
kostüm harika. Dekorların kullanılış şekli ve organikliğini çok iyi buldum.
Gerçi tekerlekli düzenekte Petrof’u canlandıran Fatih Koyunoğlu bir iki kez
denge kaybı yaşadı, aman dikkat. Özenilmiş bir prodüksiyon. Gerçekten çok iyi.
Oyunculukların tamamı etkileyici. Favorilerim ise Aşkın Şenol, Gökhan Azlağ ve
Deniz Özmen oldu. Bu arada oyundaki müzik seçimi ve oyuncuların müzikle uyumlu
bir düzen halinde hareket ediyor olmaları da ince düşünülmüş detaylardan.
Bu şekilde müziğin de daha çok farkına varıyorsunuz. Bir de iç seslerin ya da
dalkavukların meydana çıkması için kullanılan kadeh çevresinde müzikle uyumlu
parmak gezdirme ve Petrof’u öylece dondurma fikri muhteşem.
Ülkedeki herkese ‘bir’ şey izletme şansım olsa, bu oyunu seçerdim. Aşkın
Şenol’un yaşlı nineyi, Deniz Özmen’in de Petrof’un büstünü yapmak üzere (Evet, sonunda büstünü de yaptırıyor) görevlendirilen heykeltıraşı canlandırdığı
bölümlere bayıldım. Ayrıca Amir Petrof’un yüzme müsabakası sonundaki halka
seslenişi, en az Federer’in Avustralya Açık final konuşması kadar kritiktir.
‘İyi olabilirsin ama sen de yenik düşebilirsin, dikkat et’ diyor Nazım özetle. İnisiyatifi, gücü ele geçirmiş olabilirsin ama sen ve vicdanın nereye kadarsınız hep birlikte? Onu söyle. Ya da İvan İvanoviç var mıydı, yok muydu? Ondan haber ver.
İvan İvanoviç Var Mıydı, Yok Muydu?, Tiyatroadam, 31 Ocak 2017, ENKA İbrahim Betil Oditoryumu, İstanbul. |
‘İyi olabilirsin ama sen de yenik düşebilirsin, dikkat et’ diyor Nazım özetle. İnisiyatifi, gücü ele geçirmiş olabilirsin ama sen ve vicdanın nereye kadarsınız hep birlikte? Onu söyle. Ya da İvan İvanoviç var mıydı, yok muydu? Ondan haber ver.
Oyundan hoşuma giden replikler:
Petrof: ‘İnsanlara kağıtlardan daha çok inanıyorum.’
İç Ses ya da Dalkavuk: ‘Hiç daktilosunu taşıyan amir
görülmüş mü?’
‘Senden ne amir ne memur olur.’
‘Size öfke yakışıyor, yaraşıyor.’
‘Sevgi iyi güzel ama otorite sahibi misiniz daktilonuz ya da
şoförünüzün gözünde?’
Petrof: ‘Otoritem yok galiba.’
İç Ses: ‘Havası olmayan yönetici görevlerini yapamaz!’
‘Otoritenizi süratle yeniden planlamak gerek. Portreleriniz
bu yüzden asıldı.’
Petrof (İvanoviç’e yani iç sesine yenildikten sonra): ‘1 zil
sizin için (katip için), 2 zil daktilo kadın için, 3 zil şoför için, not alın.’
Petrof’un katibi: ‘Nihayet bağırdı bana, aşağıladı beni.
Nihayet bir amire kavuştum!’
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder