|
Kadapokya'da sıcak hava balonu ile seyahatimden, 17 Mayıs 2015. |
Jules Verne kitaplarını hep çok istekle okurdum. 19. yüzyıl
sonunda yazdığı ilk kitabı Balonla Beş Hafta da onlardan biriydi. Jules Verne'i
meşhur eden ve büyük ilgi gören kitap, esasen bilim romanı olsa da ben bu
kurmacayı o dönemde gerçek gibi yaşamıştım. Fantastikle gerçek arası hayal
dünyamda, kendimi balonun içine koyup, hikâyenin derhal parçası olmuştum.
Balona gerçekten binmek ise Annemle 19 Mayıs vesilesiyle
çıktığımız Kapadokya seyahatine denk düştü. Tur rehberi, Atmosfer Balon'la çalıştığı için biz de onlar
aracılığıyla rezervasyonu ilk günden yaptırdık.
|
Balon hazırlanırken, biz tıkınırken, Kapadokya, Nevşehir, 17 Mayıs 2015, saat 05:00 suları. |
Uçuştan önceki gece sıcak hava balonu konusunda biraz araştırma
yapayım derken Atmosfer'e ait balonların yakın tarihli ve ölümlü kaza haberlerine rastlamak nahoş
oldu haliyle. Ama sonuçta vaka bazlı olduğu konusunda kendimi ikna edip durumu
annemle paylaşmamaya karar verdim.
Uçuşlar genelde havanın durağan olduğu sabah ve akşam
saatlerinde yapılıyor. Dolayısıyla Pazar sabaha karşı 04:25'te otelimizden
alındık. Kalkış yapacağımız bölgeye vardığımızda, o saatte kan şekeri ayarlaması için poğaça
ve elmalı kurabiyelerimizi çay eşliğinde şirketten yeyip içtikten sonra
balonumuzun hazırlanışını izledik. Hava tabii o saatte çok serindi.
|
Kalkıyoruuzz! Saat: 05:20. |
Balonun şişirilme işlemi tamamlandığında balona tırmandık ve
uçuş başladı. İlk anın önemli olduğunu düşünüyordum zira yamaç paraşütü ile
uçarken o ilk uçuş anında bir his var ki o his balonda hiç oluşmadı. Balonda
kalkışta en ufak bir şey hissetmiyorsunuz, öyle yumuşak bir kalkış yaptık ki.
Pilotumuz Buket Üngel ülkemizin ikinci kadın pilotuymuş. Üniversite için geldiği
Nevşehir'de hiç aklında olmadığı halde bir anda bu işin içinde bulmuş kendini
ve 7 yıldır balon pilotluğu yapıyormuş. O kadar hâkimdi ki, çok
hoşumuza gitti. "Kadın isterse" ne kadar da doğru!
|
Tepeden kaya evler, Kapadokya, 17 Mayıs 2015. |
Yanardağ patlamaları, rüzgar ve sel aşındırmalarıyla uzun
bir süreç sonucunda oluşan kaya oyukları ve peri bacaları bir doğa harikası
olmasının yanı sıra içinde binlerce yıllık bir tarihi de barındırıyor. Bu manzaraya tepeden bakmak harika oldu. Öyle anlar oldu ki... Kayalara ha bindirdik ha bindireceğiz sandığımız anlarda birden yükseldik ve farklı bir vadiye geçtik. Uzun yüzyıllar boyunca hem dini hem de ekonomik açıdan büyük önem arz eden güvercinliklere baktık.
|
Aha aha, yaklaşıyor, değecek ve değdi. Rainbow musun nesin, çekilsene yolumuzdan! |
Yerden henüz fazla yükselmemişken bir de baktık kayaların içinden
bir adam çıktı ve kayadan sedirine oturup çoraplarını gitmeye başladı. Gün
henüz ağarıyordu. Kendisine balondan "Günaydın!" deyip fazla da rahatsızlık
vermemek adına tepesinden ayrıldık. Ayrılırken kayaların üstünde dikkatimi çeken
kovanlar nedeniyle anladım ki adam arıcılıkla uğraşıyor.
|
Güvercinlerin gübresi bağlarda, yumurtaları fresklerde, etleri midede.
Balonla bu kayalara ne kadar yaklaştığımızı düşününce... |
1000 metreye yükseldiğimizde ise annemin midesi bulandı ve
kendisini balonun iç kısmındaki köşeye çektim. Aşağı bakmak daha da kötü
etkileyebiliyor insanı. O seviyede benim de kalp atışımda hızlanma oldu ama
sonra Erciyes'in karlı tepelerini gördüğümde hemen geçti. Doğa karşısında
aslında ne kadar küçük ve kifayetsiziz. Orada içimden neler neler geçti.
|
Havada asılıp öylece hareketsiz duran balonlar
bir anda hareketlenip süzülmeye başlayabiliyor. |
1 saati aşan ve Kapadokya'nın vadilerindeki eşsiz güzellikleri
kuş bakışı izlediğimiz seyahatimiz boyunca havada yaklaşık 100 balonduk.
Böylesi rengârenk bir görüntü yalnızca Kapadokya'da olabiliyor. Öğrendiğimiz
kadarıyla dünyanın diğer yerlerindeki sıcak hava balonu uçuşları, hava koşulu
riskini almamak için yalnızca bir hava koridorunda seyahat şeklinde
oluyormuş. Kapadokya'da ise balonla tüm yönlere hareket mümkün. Bu da hem
balondakilerin diğer balonlardakileri seyri hem de yerdekilerin seyri açısından doyumsuz görüntüler oluşturuyor.
|
İnişe geçtik, Saat: 06:20. Pilotumuz balonu söndürüyor, ortadaki kırmızı bölüm giderek küçülüyor. |
Keşke Jules Verne’in kitabında olduğu gibi 5 hafta sürseydi
dediğim yolcuğumuz sona erdiğinde, yerde bizi bir kutlama bekliyordu. Pilotumuz
Buket, şampanya patlattı ve orada adet olduğu üzere biraz vişne suyuyla
karıştırıp kadehleri tokuşturduk. Sabah kahvaltımızı şampanya ile yaptık da
denebilir. Ardından törenle uçuş sertifikalarımızı aldık.
|
Direkt römorkun üzerine indik, helal olsun pilota, iniş pozisyonu almamız bile gerekmedi,
son noktada bir tık sesi dahi çıkmadı. Şerefe! |
|
17 Mayıs 2015 tarihli uçuş sertifikalarımız |
Bu balon sonrası şampanya adeti ise Fransa çıkışlı. 18.
yüzyıl sonlarında ilk başarılı balon uçuşunu gerçekleştiren iki Fransız, balonda
uçuşu kutlamak amacıyla yanlarına bir şişe şampanya alıyorlar. Fakat bunu
kendileri içemiyorlar, zira tarlalarına garip bir şeyin iniş yapmakta olduğunu
gören köylüler, onları uzay yaratığı zannedip taşlama yoluna gidiyorlar, onlar
da insan olduklarını göstermek için şampanyayı sepetten onlara atıyorlar.
İyi
hoş ama köylüler ikna edilmiş, olay bitmiş, aradan yüzyıllar geçmiş, niye şimdi
sepette içmiyoruz ki şampanyayı?!
|
Olley, çok şükela! |
7 yorum:
çok güzel fotolar ve sonunda maximum pozunu da vermişsin :) Darısı benim başıma...
Beğenmene sevindim Melih. Darısı başına :) Kesin uç. Tekrar gidersem ben de bir daha uçarım.
Hayat maksimumda ! Dananananaaaa
: )))
Sertifikalarınız hayırlı olsun. Bundan sonra bizi sen uçurabilecek misin? : )) Son 1 yıldır uçmaktan gidiyorsun bir sonraki adımı merak ediyorum.
:) Tabii ki uçurucam ben seni helyum, propan, vb. ile.
Sonraki adım da sky diving olur umarım.
Umarım :) Şahane olur o.
Zeynepcim,
Yazin ve fotolar Kapadokya'yi ilk firsatta ziyaret edip, balon turu zevkini tatmak icin cok motive edici:)
Hele de suan disariya bakip gordugum ic karartan Amsterdam havasindan sonra gokyuzundeki renkliligin fotosu bile iyi geldi;)
Kesinlikle en kısa sürede tavsiye ederim. Siz de gri havaya inat bisikletlere atlayın, kendinize birer dondurma ısmarlayın :) hem haftasonu da geldi. Umarım açar hava. Sevgiyle
Yorum Gönder