Roma Tatilimin ikinci gününde Selmin’le birlikte İtalya Cumhurbaşkanının resmi konutu olan Palazzo del Quirinale’nin (Quirinale Sarayı) bir parçası ve bir zamanlar Papalığın at ve at arabası garajı olan Scuderie del Quirinale’de yeni açılan Tiziano Sergisine gittik. Scuderie del Quirinale, günümüzde 3.000 metrekarelik bir kültürel aktivite ve sergi mekânı... Yapımı ise 1732’de tamamlanmış.
Sabah Piazza del Bologna civarındaki kosher fırında güzelce kahvaltımızı ettikten sonra önce opera biletini aldık, yolda giderken bici baci scooter’cıyı inceledik, ardından Scuderie del Quirinale’ye yollandık. Üstümüzü başımızı tek sıra yapamayan İtalyan dostlarımızın arasından vestiyere bırakmayı başardıktan sonra loş sergi alanına giriş yaptık. Flaşlı flaşsız her türlü fotograf çekmek yasak, her köşe başına kırmızı –kırmızı olması önemli– ceketli görevlileri dikmişler zaten. Bu yasak sergi ortamlarında uzmanlaştığımdan yine de flaşsız çektim, yasak olmasa çekmezdim. Resimdeki pembe bina Scuderie, diğeri de Cumhurbaşkanı konutu…
Venedikli Tiziano Vecellio, 16. yüzyıl İtalyan Rönesans sanatının başta gelen temsilcilerinden. Renk ve ışık üstadı, hem çağdaşlarını hem de kendinden sonra gelenleri etkilemiş bir sanatçı… Tiziano’nun soğuk mu soğuk gotik stilden bıkan ustası Bellini, olayı biraz sıcaklaştırmak amacıyla resme ışığı getirmeye çalışıyor. Tiziano da olayı alıyor ilerletiyor diyebiliriz. E boynuz kulak olayı…
Muhteşem Süleyman, Tiziano, 1539 |
Tiziano, Bellini’nin öğrencisi demiştim. Bu Bellini, Giovanni olan. Kardeşi Gentile Bellini, Fatih Sultan Mehmet’in portresini yapmıştı. Aferin, adından belli, kibar insanmış. Yine ta o günden belliymiş ki Tiziano da Kanuni Sultan Süleyman’ın portrelerini yapmış, hatta 1539’da tamamladığı "Muhteşem Süleyman" adlı Süleyman portresi, 2008’de Sotheby’s tarafından 1,25 milyon TL’ye satılmıştı. Yazıktır, çok aza gitmişti.
Süleyman deyince, Tiziano’nun adı Muhteşem Yüzyıl dizisinde de sıkça geçiyor. Barbaros Hayrettin’in İtalya’nın Sperlonga köyünü yakıp yıkmaktaki amacı “Tiziano’nun resmettiği meşhur düşes Giulia Gonzaga”yı yakalayıp Süleyman’a sunmaktan ibaret ama güzelliği dillere destan kadını yakalayamıyor. İtalya dönüşünde de Pargalı’ya anlatıyor durumu. Nilgün Cerrahoğlu, dizide bu konuda geçenlerin birebir doğru olduğunu Cumhuriyet’teki köşesinde yazmıştı.
Çerçeveleriyle bakmayı sevdiğimden, sergi alanında çektiğim Tiziano tablolarını paylaşıyorum. Aşağıda sırasıyla fazlasıyla hayran olduğum Il Concerto, Orfeo ed Euridice, Flora, Tiziano, La Bella... Bu eserlerin yapılış yılı aralığı 1508-1536. Tiziano kadınları etli butlu, çıplaklıklarından utanmayan kadınlar...
Son olarak, Scuderie’nin kafesinde espressolarımızı hüplettikten sonra Quirinale’den ayrıldık. Bunlar da binanın çıkışından manzaralar…
Scuderie del Quirinale, 10 Mart 2013 |
4 yorum:
Zeynep bakıyorum artık Türkiye sınırlarını aştın Avrupadaki kültür etkinliklerine de el attın...
En güzel eseri bence şu: http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/4/41/Tizian_085.jpg
Rubens de örnek almış/taklit etmiş bu stilini. Roma da zaten insan kendini açık hava müzesinde gibi hissediyor biraz da yeşil vespa, heykel ve cafe fotoları olsa keşke bir sonraki yazında neyse gezi blogu değil bu güzel bir yazı olmuş.
Gönderdiğin eser Rape of Europa, Tiziano'nun son dönem çalışmalarından biri. Bu dönemine "poesie" deniyor. Aynı dönemden, Danae with Eros adlı eseri vardı Roma'daki sergide, o da çok hoş: http://it.wikipedia.org/wiki/File:Tizian_011.jpg. Bir ya da iki yazı daha yazacağım Roma Tatilimden, bekleyiniz :)
Veni vidi vici demek istiyorum; diğer bir deyişle; (ben de) geldim, gördüm, yendim.
Sonunda Tiziaonu'nun bu nadir koleksiyonunu ben de görme şansına eriştim. Hem de Roma metrebus biletim sayesinde indirimle!
Fare haklı, La Bella'daki yeni çizim teknikleri çok hoştu, o yüzdeki, eldeki ve takılardaki detaylar muhteşem. Süleyman il magnifico ile iyi anlaşırlarmış bizim Barbarossa bulabilseymiş... Aaah zamane hatunları iste, n'aparsin! :))
Mutlaka görmeli, dünyanın her yerindeki müzelerden tek tek getirilmiş harika portreler var. İmparator Şarlken’in gözdesi olan Tiziano kendi portlerinde de epey başarılı.
2. kattaki cafe'de bir şeyler atıştırıp masada oturmak isterseniz başka fiyat, ayakta takılırsanız başka fiyat. Bu da italyan isi.
Müze sonrası Quirinale'nin onunden asagi kivrilan sokaktan kendinizi dumduz asagi saldiginiz vakit via delle Muratte uzerinden meshur via del Corso'da bulursunuz kendinizi.
Can
Tiziano'nun izleri için Sperlonga'ya bile gitmişsin diyorlar, vay be ne Tiziano aşkıymış :)
Cafe'de espressonu kaç dakikada içtin acaba, yine kendi zamanlamanı yaratmışsındır diye düşünüyorum. Türk kahvesi değil bu, biraz hızlı iç :)
Bu arada Via del Corso'da da bizim Donizetti Paşa'nın evi var, gördün mü?
Yorum Gönder