Milli Atlet Rıza Maksut İşman. Resmin arkasına şunu yazmış: 1944, 19 Mayıs Stadyumu, Ankara. Resmi Çeken: Başbakan Fotografçısı. Selamlar, bugün 88 oldum. Rıza M. İşman |
http://atletizmdunyasi.com/haber/2414-bir-buyugu-yadetmek-riza-maksut
http://atletizmdunyasi.com/haber/2415-riza-maksut-komple-bir-insandi
Yazıya konu olan mektubun eklerinden birini burada paylaşarak kıymetli Hocamı anmak istiyorum. İnsanlık, sahtekarlık, hakkaniyet, nezaket ve erdem konularında sıkça düşünmek zorunda bırakıldığım son günlerde Hocamın sözleri aklıma geliyor. Öğretileri halen işime yarıyor.
Atletizmde 35 Türkiye rekoru sahibi, ülkemizi Olimpiyatlarda temsil etmiş, Meydan Larousse’a geçmiş; atletizm, bisiklet ve tenise sevdalı bir yaşam süren bu spor insanının ve onun gibilerin değerinin bilindiğini düşünmüyorum. Ölümüne yakın zamanlarda madalya ve kupalarını vermek istediği ve çok büyük emeği olan Galatasaray Spor Kulübü umur etmemişti.
Nice öğrenciler, sporcular yetiştirdi. Sadece sporda başarı değil, komple bir insan olma yolunda onlardan bilgi ve görgüsünü sakınmadı. Kendini onlara vakfetti.
Kadir Has Üniversitesi Spor İletişimi Sertifika Programı’nda bilgilerinden yararlandığım değerli Hocam Attila Gökçe’nin de hep üzerinde durduğu “olimpizm” ruhuna, felsefesine birebir uyan bir kişi tanıdıysam o da Rıza Maksut İşman’dır.
Olimpizm bir dünya görüşü ve yaşam anlayışı. Vücut, zihin ve iradenin tüm niteliklerini çalıştıran ve birleştiren bir yaşam felsefesi. Sporu kültür ve eğitim ile kaynaştıran Olimpizm, çaba harcamanın verdiği mutluluğu, iyi bir örnek sunmanın eğitimsel değerini, sosyal sorumluluğu ve evrensel etik prensiplere yönelik saygıya dayalı yaşam tarzını oluşturmayı amaçlar. Bunu yaparken de insanî erdemlerin ve saygının korunmasına yönelik barışçıl birey ve toplumu hedefler. Detaylı incelemek isteyenler için olimpik aksiyonu da yöneten Olimpik Antlaşma (Olympic Charter) burada.
Yani Rıza Hoca, 12 yaşındaki biz öğrencilerine boşuna “kültür, kültürfizik, müzik” demiyordu. “İnsanda bu üçü birden olacak” derdi, “Bunlar olmazsa komple birey olmaz” diye de eklerdi. Şimdiki ortamımıza, yetişen gençlere ve devlet politikalarına bakıyorum da “kültür, kültürfizik, müzik”in esamesi okunmuyor. Her şey yanlı hale geldi, evrensel normlar hiçe sayılıyor. Dolayısıyla ülkemizdeki gençler ne yaparlarsa kendileri için ve kendi başlarına yapacaklar.
İşte Rıza Hoca’nın “kültür, kültürfizik, müzik” üçlüsünün “kültür” kompartımanına ait yazılarından birisi:
Ülkemizin sadece spor değil, hemen her alandaki durumu değerlendirildiğinde, disiplinden uzak, 'adam sen de'ci yapı gözlenebiliyor. Bunun için kendimizi daima bilmeli ve eksenimizin kaymaması için her zamankinden çok çaba sarf etmeliyiz.
Belki sonraki yazılarımda mektubun diğer eklerine de yer veririm. İlham vermesi dileğiyle…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder