Çok sevgili arkadaşım Şebnem’le Akbank Caz’ı ucundan yakalayıp üstad Lloyd günü düzenledik ve öncesinde Nişantaşı’nda kahve crumble keyfi yaptık. Havanın güzel olmasından istifade güneşe yönelttik kendimizi. Ortamdaki kedilerin evcilliğinden öte karizmaları beni benden aldı. Biz cin değiliz sizin kadar, masaya tırmanışınızı görmeyeceğiz.
Lloyd… 73 yaşındaki bu ince adamda ne nefes var yarabbim, ekibi acayip şirin siyahi ve kafa rahat tipler olmakla birlikte alanlarının ustaları… Piyanodaki diğer dahi Jason Moran, taktığı huni beresiyle zaten 'normal değilim' havası yaratıyordu. Davuldaki Eric Harland da nasıl desem tüm vücuduyla davul çaldı.
Konserde şu sahne çok hoştu: piyanodaki Moran, normal bir sandalyeye oturuyordu, piyano taburesi ise piyanonun sağ tarafına yerleştirilmişti. Lloyd kendi partisinin olmadığı sıralarda, geçip rahat piyano taburesine oturuyor, sırtını da piyanoya veriyordu. Aslında Moran’la şiirsel bir bağları olduğu, tüm konser boyunca hissedildi. Lloyd nasıldı? Her zamanki gibi son derece zarif ve duyarlı.
2010 yılında çıkan son albümü Mirror’dan Go Down Moses… Funda, umarım beğenmişsindir albümü. Rabo de Nube albümünün yeri bende ayrı ama.
Bu adamın müzik yolculuğu da beni etkiliyor. Ufaklığından beri müzikle iç içe ama eczacı olan babası ile ilişkisi biraz meşakkatli, bence hafif anti sosyal bir çocukluk geçiriyor ama bu, sonrasında nefis şekilde müziğine yansıyor. Şöyle diyor resmi sitesinde: “Music is a healing force. It has the ability to transcend boundaries, it can touch the heart directly, it can speak to a depth of the spirit where no words are needed. It is a most powerful form of communication and expression of beauty…” Lloyd aynı zamanda bir opera aşığı; üstüne kendisinin şu sıralar hayat ve dedesinin mahkemesini konu alan bir opera eseri yazmakta olduğunu öğrenip, iyice neşelendim.
Bu arada Lütfi Kırdar’da konser salonunun içine, tüm konser boyunca sinsice dalan Borsa Restoran’ın kızgın yağ kokusu beni bitirdi, daha da orada yemek yemem; 180 yıllık motor yağına dönüşmüş yağ kullanıyorlar kesin, neyse ki konser öncesi elimi yıkamıştım da üzerinde kalan sabun kokusu ile idare ettim, nasıl bir havalandırmadan boğma sistemidir anlamadım!
Mirror
Charles Lloyd: tenor&alto saksofon, vokal
Jason Moran: piyano - Reuben Rogers: bas - Eric Harland: davul, perküsyon, vokal.
3 yorum:
Ne güsseeel yazmışsın yine Zeynep'çim. Hakikaten enfes bir dinletiydi, öncesindeki tatlı sohbet de öyle ;)
Blog'una koyduğun foto kolaj da harika ;) Ne güzel de özetlemişsin pazar günümüzü. Ellerine ve hafızana sağlık.
Ayrıca Charlie Lloyd'a geldiği ve sana da böyle güzel bir akşamı organize ettiğin için çok teşekkürler...
Çok güzel bir anlatım Zeynepcim. Konsere benim için de bilet alma teklifini kabul etmediğime üzülmedim desem yalan olur. Güzelim konseri kaçırdım ne yazık ki... Video da süper.Kalbe doğrudan temas ediyor. Çok teşekkürler paylaşımın için. Sevgiler..
Şeb, daha Dublin'de Costello ve Hannigan konserine gideceğiz, unutmadım önerini :)
Özgürüm, bir dahakine diyelim. Olmadı sen de Dublin'e gel :)
Yorum Gönder