19 Ağustos 2011 Cuma

Tipping Point

Malcolm Gladwell New Yorker Dergisinden takip ettiğim bir yazar, orijinal biri. Ne zamandır rafımda duran kitabını, bu tatilde okudun okudun deyip yanıma aldım.

Hızla ya da beklenmedik şekilde gelişen olayların o ‘bir anı’ nedir? O ‘eşik’ nasıl aşılır da olay fenomen haline dönüşür? Kayda değer gibi gözükmeyen bir hareket, nasıl sosyal salgın başlatır? Yani “küçük manipülasyonlarla, nasıl dağ gibi bir sonuç elde edersin”in çok sürprizli örnekleri…   

The Tipping Point, Malcolm Gladwell
Bir kitabın nasıl en çok satan haline geldiği, Susam Sokağı’nın nasıl milyonlarca dünya çocuğunun hayatının bir dönemine damga vurduğu, kulaktan kulağa teorisini yaratan faktörler ya da bir ürünün nasıl bir anda virüs gibi yayıldığı gibi konuları, düşünmediğimiz yönlerden irdeleyerek anlatıyor. "Ya evet hakikaten de öyle" dedirtiyor. Küçük bir örnek: 90’lı yıllarda New York’taki suç oranlarının çok hızlı şekilde düşmesinin kanıtlanmış nedenlerinden biri, belediyenin metrodaki grafitilerin üzerini boyayarak kapatması olarak gösteriliyor. Belediye, her gecenin sabahında yeni grafitileri hiç yılmadan kapatmış ve kapatmış. Bu minicik, hatta belki “sanat eserinin üzerini ne diye kapatmış ki” diyeceğimiz hareket, bir eşiğin aşılmasına ve suç oranlarının çok çok hızlı şekilde düşmesine neden olmuş. 

Bir de 150 kuralı ilgimi çekti. Bu, toplulukların büyüklüğü ile ilgili. 150’den daha az sayıda kişi ile oluşturulan gruplar, birbirine daha çok bağlı, daha etkin ve daha dayanışma içinde oluyorlarmış. Ünlü antropolog Dunbar'ın da bunu destekleyen bilimsel çalışmaları var. Yüzyıllardan beri ilkel kabilelerde topluluk 150 kişiyi aşınca, köy bölünüyor ve yeni kabile oluşuyor. Buradan şu sonuca vardım: 150 kişilik bir insan grubuyla ilişkimize sosyal ilişki diyebiliyoruz. Facebook'ta arkadaş sayısı 150'nin üzerinde olanlar, dikkat! Gerçekten ilişkide misiniz?

Geçenlerde Yekta Kopan’ın programında Ali Düşenkalkar bahsediyordu: bir tiyatrocu ya da şancının, AKM Büyük Salon’da sesini kullanması ile, Süreyya’da sesini kullanması arasında çok ciddi fark var, espas mühim. Şimdi bu kitaptan esinlenerek bu olayın tipping point’ini inceleyim: Küçük basit hareket=AKM’nin kapısından içeri girilememesi => Tonguçvari (dağ gibi) sonuç=Yeni mezun tiyatrocu, şancıların tamamının, seslerinin sınırlarını ancak Süreyya’nın büyüklüğü kadar sanması ve öyle yetişmesi, yani düşünün böyle sanatçı nesilleri oluşması. Sinsice…

Türkçe’de “Kıvılcım Anı” diye yayımlanmış. Bu isim kitabın değerini azaltmış gibi geldi bana. Kitap, iyi kitap ama.

7 yorum:

Özgürce.. dedi ki...

Kitabı çok merak ettim. Mutlaka alıp okuyacağım. Kesinlikle kitleleri istenilen yönde harekete geçirmek için çeşitli, bilinmedik, örtülü yollar var. Bunlar hepimiz üzerinde uygulanıyor. İlginç bir kitapmış. Yorum da çok çarpıcı, teşekkürler...

Adsız dedi ki...

Yıllar önce buna benzer bir kitap okumuştum; etler üzerinde yapılan değişikliğin yüzyılın en büyük işi olduğu ve tüm nesli değiştirmek amaçlı planlı bir şekilde yapıldığından bahsediyordu. Komplo teorisi midir bilemem ama bu tarz planlı organizasyonlara hem biz inanmaya çok meyilliyiz hem de paylaşmaya. Bir kaç mantıklı örneği üst üste görünce inanmak daha kolay geliyor sanırım :)
Kitabın ismini şu an malesef hatırlamıyorum, evde baktığımda en kısa zamanda ayrıca paylaşırım.

Paylaşım için teşekkürler Zeynep, yeni yazını heycanla bekliyorum.
Akif

Etkin Fare dedi ki...

Bu yorum üstüne aklıma Gıda A.Ş. belgeselindeki toplam ömrü 5-6 haftayı geçmeyen Amerikan tavukları geldi, gerçi bizim tavukların ömürleri kaç hafta, tahmin etmek istemiyorum. Tavuklar kendilerini taşıyamıyorlardı. Bu korku filmi/belgesel birçok festivalde de gösterilmişti ama heyhat Oscar adaylığında kaldı! Amerikan gıda endüstrisi mi devreye girdi yoksa?

Adsız dedi ki...

Malcolm gladwell kimdir? Sadece bir yazar mı? Çok iddialı tespit ve teoriler bunlar. Sosyolog mü psikolog mü yoksa sadece bir derlemeci mi? Bu bilgilerle hükumetlere danışmanlık yapabilir. (tabi yapmıyorsa) Didem

Etkin Fare dedi ki...

Gladwell, bana göre, bildiğini, gördüğünü çok farklı okuyan biri. İlk bakışta birbiriyle bağlantısız sandığımız somut birçok olayı almış sistematize etmiş, teori yok, her şey berrak. Obama'ya olmasa da :) danışmanlık yapıyordur. Şurada biraz bilgi var hakkında: http://www.newyorker.com/magazine/bios/malcolm_gladwell/search?contributorName=malcolm%20gladwell

semab dedi ki...

Zeynepcim ne güzel anlatmışsın, kitap çok ilgimi çekti. Yarın öğlen hemen Kanyon D&R'a gidip alıyorum. Okuyunca yorumlarımı yazıcam.

Sevgiler,
Sema

meltem dedi ki...

Zeynepcim güzel anlatımla heveslendirdim bu kitap için beni. harika bir tatil arkadaşı oldu :) tavsiyelerin devamını bekliyoruz

meltem