29 Eylül 2017 Cuma

Chicago

Roxie rolündeki Charlotte d'Amboise.
Chicago Müzikali, 12 Eylül 2017, Ambassador Tiyatrosu, New York.


Bir Broadway müzikali olan Chicago. New York’taki ilk akşamımızda Ebru'yla biletlerini Temmuz ortasında aldığımız Chicago müzikalindeydik. Dikkat ettim de yurtiçi ve yurtdışında izlediğim yeni yapım müzikalleri pek beğenmiyorum. Yorumlar da benzer doğrultuda oluyor zaten. Az süre varsa klasikten şaşmamak gerekiyor. O nedenle Broadway için klasiklerden en iyi seçim Chicago idi. Çarşamba, Perşembe günlerine de oyun koymamışlar, öyle olunca ilk günümüze denk gelmiş oldu. Her ikimiz de öğle saatlerinde New York’a indik, valizleri bırakıp direkt sokağa attık kendimizi. Zira biraz uyuyalım desek müzikal için kalkamayabilirdik.

Hamburgerleri hüpletip Times Square civarında gezindikten sonra Ambassador Tiyatrosu’nun karşısındaki kafede birer kahve içip tiyatroya geçtik. Ambassador Tiyatrosu, NY’nin en vintage diyeceğimiz salonu. 1921’de yapılmış ve 2003’ten beri Chicago müzikaline ev sahipliği yapıyor. Pek bir şey beklemeyin, Londra’nın en az vintage tiyatrosu ile bile kıyaslanmaz.
Müzikal öncesi Times Meydanı civarında gezinti. Bu Amerikalıların kamyon, itfaiye, süt, dondurma ve okul araçlarının hastasıyım.

İçeri girişten itibaren ortama bir ses hakim: Tiyatro görevlilerinin, içeri girenleri yönlendirme çabası ya da tam anlamıyla bağırış çığırışı diyebiliriz. Yerimize varana dek başımız şişti. “WC’ler şuradan! Üst katlara buradan çıkılıyor! Lütfen tek sıra halinde!” şeklinde yönlendirme ve uyarılar. Ne bağırıyorsunuz? Sorarsak söyleyin. Üstelik ortamda herhangi bir karmaşa, keşmekeş vs yokken yapıyorlar bunu. Normal halleri yani. Ebru’yla birbirimize bakıp ‘velgam to amariga’ demek zorunda kaldık.

Chicago, Broadway tarihinin en uzun soluklu müzikali, aralıksız 20 yıldır sahneleniyor. Bir Grammy, altı da Tony Ödülü var. Catherine Zeta Jones ve Rene Zellweger’li filmi de en iyi film dahil bir sürü Oscar’ı süpürmüştü. Müzikalin güftesi Fred Ebb, bestesi John Kander’e ait. Gazeteci Maurine Dallas Watkins’in 1926 tarihli tiyatro oyunundan uyarlanan müzikal, gerçek bir suç/cinayet hikayesini konu alıyor.
Ambassador Tiyatrosu'nun girişi. Tevekkeli değil ışıklı panoya da Amra-Faye Wright'ı koymuşlar. Performansı üstün gerçekten.
1924 yılında Chicago Tribune gazetesi için Beulah Annan ve Belva Gaertner isimli kadın katillerin mahkeme sürecini takip etmekle görevlendirilen Maurine Dallas Watkins’in haber yazıları o kadar ilgi çeker ki Watkins bu hikayelerden bir oyun yazmaya karar verir. Oyun beğenilir ve 1926’da sahnelenir. 1960’larda oyunun müzikal olarak sahnelenmesi fikri oluşur ama Watkins’den müzikale onay çıkmaz. Eh işte ölmeye gör, Watkins’in vefatı sonrası mirasçıları onay verir ve Chicago, bir Broadway prodüksiyonu olarak 1975-1977 döneminde yaklaşık bin kez sahnelenir. 1979’da Londra West End’de 600 kez sahnelenir. Nihayet 1996’da tekrar sahnelenmeye başlar ve halen devam.
Velma rolündeki Amra-Faye Wright, kısa sarı saçlı. Chicago Müzikali, 12 Eylül 2017, Ambassador Tiyatrosu, New York.
1920’lerin sonunda Illinois Chicago’dayız. Roxie Hart büyük bir sahne sanatçısı olma hayalini kuran güzel bir kadın. Kocası ise etliye sütlüye karışmayan, uydum akıllı ve biraz fazla anlayışlı bir tipitip. Ünlü ve zengin olmaya kafayı takan Roxie, ‘seni kesin meşhur edicem’ diye söz veren biriyle birlikte olur. Sonra da onu yıldız yapmaya yanaşmayan bu adamı çeker vurur. Olaylar böyle başlar. Kadın evli olsa da kocasının bir şeyden haberi yok, adam saf saf mahkeme sürecinde de ona eşlik eder hatta.

Roxie cezaevinde, adam öldürmekten sanık dansçı Velma Kelly ile baş başa kalır. Aralarındaki tatlı rekabet de müzikali müzikal yapan ana unsur zaten. Velma karakteri de gerçek hayattaki Belva Gaertner’den esinlenilerek yaratılmış. Onun olayı da şu: sevgilisi Belva’nın arabasında ölü bulunur. İki polis bir kadının arabaya bindiğini gördükleri ve sonra da silah sesleri duydukları yönünde ifade verirler. Belva ise evinde, kanlı giysilerle bulunur ve sarhoş olduğu için hiçbir şey hatırlamadığını söyler.
Melanie Griffith de 2003'te Roxie rolünü canlandırmış. Efsane oynamıştır, Broadway yıkılmıştır.
Chicago’nun bana göre en önemli yanı müzikleri. Tüm şarkılar kült ve muhteşem. Tony ödüllü besteci John Kander’in zekasına sağlık, bu yıl 90. yaşını kutluyor. Şunu söylersem kafalarda daha iyi canlanır: Frank Sinatra’nın meşhur New York, New York şarkısının bestecisi. Şarkının sözleri de Fred Ebb'e ait. Yani bu ikilinin ortaklığı Chicago güzelliğinde başka işleri de beraberinde getirmiş. Kısa bir All That Jazz dinleriz:


Oyunda kostüm ve dekor ağırlığı hiç yoktu. Kalabalık orkestra, sahne üzerinde tercih edilmişti. Müzikal oyuncuları ayrı bir alkışı hak ediyor bence. Hem detone olmadan şarkı söyleyeceksin, hem dans edeceksin, hem teatral seviyede kalacaksın, yani ciddi iş. Bizim oyunda en çok Velma Kelly karakterini canlandıran Amra-Faye Wright’ı beğendim. Tam 16 yıldır Chicago müzikalinde bu rolü canlandırıyormuş. Dansları, mimikleri, vücudunu kullanışı harikaydı. 57 yaşında bu performans inanılmaz! Zaten 40 gösteriyor.
Avukat Billy Flynn rolündeki Tom Hewitt.
Velma'dan sonra en çok 'Avukat Billy Flynn' karakterini sevdim. Canlandıran Tom Hewitt, dokuz yıldır Chicago’da oynuyormuş. Karizmatik ve sesi muhteşem. Bu arada hikayeye konu olan her iki kadın da suçsuz bulunup beraat etmiş. Billy karakteri bu kadınların avukatlarından ilham alınarak yaratılmış; böyle karizmatiktiler demek ki gerçek hayatta da.
Kılıbık koca Amos Hart karakterini canlandıran Ray Bokhour.


Tatlı ötesi diğer bir karakter de Roxie’nin kocası Amos Hart. Neredeyse gidip yanaklarını sıkacaktım. Teatral açıdan bakarsak en zor karakterlerden biri aslında. Canlandıran Raymond Bokhour. Soyadı eğlenceliymiş, iyi saatlerde olsun Ray. Ray de azlardan değil hani: Hem oyuncu, hem besteci, hem yazar. Ses tonu mükemmel, seslendirdiği reklam ya da belgeselleri izlemek/dinlemek harika olurdu.
Chicago Müzikali, 12 Eylül 2017, Ambassador Tiyatrosu, New York.
Müzikalde özellikle sona doğru uykusuzluktan birkaç kez başım düştü, Ebru’nun da öyle olmuş. O kadar uykusuzlukla yine iyi performans gösterdik ve ilk günümüzü iyi müzik ve şovla tamamlamış olduk.

3 yorum:

Ebru dedi ki...


Zeynepcim,

Eglenceli ve anlamli detaylari one cikaran yazini zevkle okudum. Ellerine saglik!
Uykusuzluktan kafasi dusen izleyicileri bile ana kitleyen bir performansti. Sanirim ondeki kirpi sacli abinin sana bir sag bir sol yaptirmasi ve surekli gec kalan ablanin bizi hop oturup hop kaldirmasi da uykuya yeni dusmememizde etkili oldu tabi:)

Full sahnede gercekten insan hangi oyuncuya odaklanacagini sasiriyor. Birbirinden yetenekli muzik oyunculariyla gunumuzun cok deger goren yetenegi "multi-tasking" sahnede hayat buluyor. Chicago yazisi diger renkli karakter Matron "Mama" Morton rolundeki Natasha Yvette Williams'a selam vermeden gecmesin;

So what's the one conclusion
I can bring this number to?
When you're good to Mama
Mama's good to you!!

Sevgiler,
Ebru

Etkin Fare dedi ki...

Haha :) Hadi kirpinin doğal kafası, yapacak bir şey yok ama hakikaten o abla neydi öyle ya!? Oyun başladıktan sonra ezerek geçmeler, en az 4 kere jimnastik yaptırdı di mi bize :) Mamaya toplu selam çakıyoruz :)

Ebru dedi ki...

Istikrar karakterine islemis ablanin her firsatta gecikmeyi becerdi:)
Simdi farkettim kucuk bir duzeltme "muzik oyunculariyla" yazmisim "muzikal oyunculari" yerine:)