8 Kasım 2016 Salı

Tüy Kalemler

Tüy Kalemler oyun afişi de güzel tasarlanmış.
Kültür sanat sezonu açıldı. Emre epeydir tiyatro tiyatro diyordu. Tam da o gün Erdal Beşikçioğlu’nun yeni oyunu prömiyer yapıyordu. Neden olmasın diyerek Uniq’te buluştuk. Biletix’te yer görünüyordu ama gişeden daha iyi bir yer bulma düşüncesiyle sahnenin olduğu tarafa yöneldik. Bir de baktık ki gişe diye bir şey yok. ‘7,5’ta gelin burada görevliler olacak’ dediler, biz de arada bir şeyler atıştıralım dedik. Hamburgerlerimizi acı sosa bularken yan masada oturan kadın menüye bakıp ‘ay burada içki yoook, burada yiyemaaam’ diyerek arkadaşıyla beraber kaçtı. Eklektik! Neyse sonra bari internetten alalım biletleri dedik ama Biletix’in o an itibarıyla oyunun satışlarını kapattığını fark ettik: ‘Sağlık olsun, başka sefer geliriz’. Yine de yemek sonrası sahneye uğradık belki bir görevli vardır satış için diye. Kapıdakiler ‘Maalesef’ dedi, tam arkamızı dönmüş giderken görünmez bir el bizi içeri aldı: ‘Gelin o zaman!’. Nasıl sevindim anlatamam. Tam sürpriz, sanırım organizasyon müdiresine denk geldik. Melaike!
Fuayede projeksiyon ile oyundan fotograflar gösteriliyordu. Tüy Kalemler, Tatbikat Sahnesi, 4 Kasım 2016, Uniq İstanbul. 


Tabii prömiyer olunca, içeride seviyeli bir kalabalık vardı. Az önce ‘içkisiz yiyemaaam’ diyen arkadaş da dahil. Biraz bekleyip saat 8,5’a yaklaşınca salona girdik, biletsiz olduğumuz için yer bakınmaya başladık. Salon güzeldi, Londra’daki salonlara benzettim hatta. Bazı koltuklara ‘biletli’ diye yazmışlar. Biz de yazılı olmayanlara konsantre olup en öne kadar indik, sağ blokun ikinci sırasının en başında iki yer bulduk. Tam oturacakken yandan bir hanım teyze yaklaştı ve hemen yanıma oturmaya kalktı: ‘Yalnız biz iki kişiyiz…’ dedimse de ‘Bana ne, ben senin arkadaşını görmedim, seni gördüm, sen de tek kişisin; ben ve arkadaşım en başa oturacağız’ dedi. Demesiyle de oturmaları bir oldu. Biz de onların hemen yanına oturduk artık. Eklektik 2! Biraz sinirlendim sanırım. Yaşlı insanların daha bilge olması gerekmiyor mu? Neyse oyun sadece 10 dakika gecikme ile başladı da konsantrasyonumuz değişti.
Marki hücresindeki küvette dinlenirken. Tüy Kalemler, Tatbikat Sahnesi, 4 Kasım 2016, Uniq İstanbul. 
Erdal Beşikçioğlu, yine zoru tercih ederek edebiyatın kışkırtıcısı “kötü şöhretli” Marquis de Sade’ın (Marki dö Sad diye okunur) (1740-1814) akıl hastanesinde geçen son dönemini sahnelemiş. Pulitzer ödüllü Amerikalı yazar Doug Wright’in kaleme aldığı, orijinal adı “Quills” olan oyun ‘Quills “Marquis de Sade” Tüy Kalemler’ adıyla sahneleniyor. Oyunun yönetmeni Beşikçioğlu, Markiyi de canlandırıyor. Esasen başrol Burak Sergen idi; ancak, son anda Beşikçioğlu rolü kendisinin üstleneceğini açıklamış ve prömiyeri de ertelemişti. Burak Sergen’i çok severim, son son sığınağındaki Hitler’i canlandırdığı tek kişilik oyununda izlemiştim. Bu rolde de onu izlemek müthiş olurdu herhalde. Merak edenler olayın perde arkasını buradan okuyabilir.

Fransız Marquis de Sade, 18. ve 19. yüzyıllarda yaşamış dönemin aykırı yazarlarından. Esasen soylu bir aileden gelen, yazdığı yazılar nedeniyle hayatının büyük kısmını hapishanede, sürgünde ya da akıl hastanesinde geçirmiş biri. Kanunları, dini ve ahlakı yok sayan de Sade, önemli olanın fantezi, haz ya da ahlaksızlık olduğunu savunurdu. Pornografik kitaplarının yanı sıra direkt eyleme döktüğü felsefesiyle sadizmin kurucusu kabul ediliyor. Karşısındakine acı vermekten haz alma olarak tanımlanabilecek sadizmin adı da de Sade’dan geliyor.
Charenton Direktörü Peder rolünde Saygın Soysal çok iyi iş çıkardı.
Tüy Kalemler, Tatbikat Sahnesi, 4 Kasım 2016, Uniq İstanbul. 


Oyunda Markiyi Fransa’nın Paris’e yakın Val-de-Marne şehrindeki Charenton Akıl Hastanesinde izliyoruz. Günümüzde de hastane olarak kullanılan bu merkezde, Marki hayatının son 11 yılını geçirir ve burada ölür. Hastanenin direktörü bir pederdir ve hastane, dönemine göre insancıl tedavi ve yaklaşımları ile ün yapmıştır. Peder de Markiye başta insancıl yaklaşır, ziyaretçilere izin verir, hatta yazması için olanak sağlar, esasen de Markinin sıkı takipçilerindendir. Ancak dönemin iktidarı tarafından gönderilen Doktorun gelişi sonrasında uygulamalar sertleşir. Markiye fazla müsamaha gösterildiğini düşünen Doktor, Pedere Charenton’un adeta Marki tarafından yönetildiğini ve Markinin uygunsuz pis yazılarını okuyucuları ile paylaşmayı sürdürdüğünü söyler.
Oyuncular ve tüm ekip selama çıktılar. Orgun başında oyun boyunca oturan/yatan arkadaşımıza (sağ başta) biraz üzülmedim desem yalan olur, diğer yandan kostümü ilgi çekiciydi. Tüy Kalemler, Tatbikat Sahnesi, 4 Kasım 2016, Uniq İstanbul. 
Markinin yazılarını hastane dışına çıkarmasına yardım eden ise hastanenin terzisinin güzel kızı Madeleine’den başkası değildir. Madeleine ve kör annesi Markinin büyük hayranıdır ve en ufak bir yazısını iple çekerler. Zihnini hiçbir zaman durduramayan Marki ise bir hücrede olsa da fantezi dünyasında yaşamayı sürdürür. Tüy kalemleri elinden alınınca kanıyla, o da olmayınca kakasıyla yazar. Ama oyunun sonunda hissediyoruz ki tüm karakterler “Je suis Marquis” demektedir, Doktor da dahil.
Dekoru beğendik, ciddi emek ve para koyulmuş. Tüy Kalemler, Tatbikat Sahnesi, 4 Kasım 2016, Uniq İstanbul. 


Bazı anlarını ruhsuz bulsam da Erdal Beşikçioğlu’nun performansına girmiyorum, etkileyiciydi. Dekoru, kostümleri, ışığı ve koroyu ise çok beğendim. Madeleine rolündeki Melisa Şenolsun’u beğenmedim. İçine içine konuşması ve kelimeleri yutmasını düzeltmesi farz; önde olmamıza rağmen arkası dönükken dedikleri duyulmadı, telaffuzu da zayıftı. Sepetiyle oradan oraya koşturmasıyla oyuna sadece enerji kattı diyebilirim. Peder rolündeki Saygın Soysal, adına yakışır performans sergiledi; Pederin iyiden kötüye dönüşümünü çok iyi verdi, ayakta alkışı hak etti.
Pederin en zorlu sahnelerinden birinde kullanıldı bu gereç.
Tüy Kalemler, Tatbikat Sahnesi, 4 Kasım 2016, Uniq İstanbul. 
Dekor çok iyiydi, Markinin deli arkadaşlarının koro partileri mükemmeldi. Delilerin hücreleri harika verilmişti. Zaten kirli, paslı, endüstriyel mekanları severim. Dekor geneliyle tam gözlere layıktı. Deliler tarafından taşınan kanlı kutular fikri ilk favorim, Markinin kendini kuş sanan deli arkadaşı ile hücreler arası kuş-kedi bölümü ikinci favorim oldu.
Oyun sonrası fuayede parti. Tüy Kalemler, Tatbikat Sahnesi, 4 Kasım 2016, Uniq İstanbul. 


Çıkışta ise bizi güzel ikramlar bekliyordu. Güzel bir yere konuşlanıp içkilerimizi yudumladık. Erdal Beşikçioğlu ve diğer tüm oyuncular da geldiler, izleyici ile kaynaşıp tebrikleri kabul ettiler. Bir ara Kadir Has Spor İletişiminden arkadaşım Arif ile karşılaştık, “Erdal Abi ile bir projemiz var, bakalım” dedi. Dört gözle bekliyoruz Arif. Oyunu izlemeye gelen Teoman, Hatice Aslan ve Burak Hakkı da gözümüzden kaçmadı. Biraz açık havada biraz da çocuk oyun alanında sohbet ettikten sonra evlerin yolunu tuttuk. Patinaj çeken kedi manzaralı çocuk iskemleleri bizi iyi taşıdı ama.
İstanbul güzel bir sahne kazanmış durumda.
Tüy Kalemler, Tatbikat Sahnesi, 4 Kasım 2016, Uniq İstanbul. 
Sezonun en çarpıcı işlerinden biri. Biz şanslıydık, prömiyerini gördük. Kesin izleyin.

Yazan: Doug Wright
Yöneten: Erdal Beşikçioğlu
Koreograf: Binnaz Dorkip
Işık: Mustafa Bal
Dekor: Barış Dinçel
Müzik: Onur Yüce, Cem Deliormanlı
Oyuncular: Erdal Beşikçioğlu, Saygın Soysal, Gökhan Soylu, Melisa Şenolsun, Işık Erdoğan, Diren Yurtseven, Onur Eroluş, Buğra Orhan, Beril Öztarakçı, Sena Kelahmet, Metehan Aktaş, Ceren Aydın
Prömiyer: 4 Kasım 2016, İstanbul

Hiç yorum yok: