4 Temmuz 2016 Pazartesi

İmparatorluk Kuranlar Yahut Şümürz

Leon ve Kızı Zenobia, İmparatorluk Kuranlar Yahut Şümürz, Trump Towers, 25 Haziran 2016, İstanbul.
Can'la Kireçburnu'nda güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra -gerçi ben sabah erken uyanıp biraz yulaflanmıştım ama- ne var ne yok diye etkinliklere bakmaya başladık. Karar vermemiz zor olmadı. Ancak Trump'ın tiyatro gişesine ulaşmak çok zor oldu. Hatta ulaşabildik denemez, sadece AVM'nin santrali ile görüşebildik. Hal böyle olunca, kahvelerimizi -americano bana yine koyu geldi, neyse ki sıcak su diye bir seyreltici var- içtikten sonra İstinye Park'taki Biletix gişesine gitmeye karar verdik.

'Amaan şimdi kim girecek otoparka' diyen Can, pazar girişinin olduğu yolun aşağısına park etti, o beklemedeyken ben de koşar adım içeri girdim. Biletix gişesindeki arkadaş işyerinden tanıdık çıktı. Bir süre 'ne olacak bu halimiz' sohbeti yaptıktan sonra tam yerleri seçtik ki telefonum çaldı. Kuzenim Berk bize geliyormuş ve tiyatroya da gitmek istermiş. Gelen havadis üzerine, biletleri 3'leyip uygun adım dışarı attım kendimi. Az biraz AVM fobisi var bende bence. Üstelik AVM kısaltmasından da hoşlanmıyorum, neyse şu ana kadar 'AVM'leri 3'lemişim, bununla 4 oldu, geçmiş olsun.

Berk ve Can'la Mecidiyeköy yolları taşlı, 25 Haziran 2016
İmparatorluk Kuranlar Yahut Şümürz. Büyük bir oyun, bana göre büyük prodüksiyon. İşin içinde Boris Vian (şair, yazar, oyun yazarı, şarkı sözü yazarı, caz trompetçisi, besteci, aktör, maden mühendisi) varsa, bir durup düşünürüm zaten. İmparatorluk Kuranlar Yahut Şümürz, Vian'ın 1957 yılında kaleme aldığı son oyunu. Dünyada en çok sahnelenen oyunu olarak tanınıyor. 

Boris Vian'ın iç ve dış çatışmalar arasındaki ilişkiyi bazen katı, bazen komik ve alaycı, çoğu zaman da kışkırtıcı ve sarsıcı şekilde ortaya koyduğunu biliriz. Bu oyunda da temelde insanın anlam arayışını görüyoruz. Bu arayışta insanın nasıl takıntılı hale geldiğini ve sonunda yalnızlığı ile nasıl baş başa kaldığını adım adım takip ediyoruz.

Çok katlı bir evde yaşayan bir ailenin belirli aralıklarla duydukları ve ne olduğunu bilmedikleri bir ses nedeniyle sürekli olarak yaşadıkları katın bir üst katına korkuyla kaçmalarını izliyoruz. Sesi yeniden duyuncaya dek o katta yaşayan ve ses geldiğinde bir üst kata kaçan Dupont ailesinin yaşadığı metrekare de gittikçe azalır, zira üst kata çıktıkça evleri daralır.
Baba Leon ve yerdeki Şümürz. Oyun 80 dakika, ara yok.
İmparatorluk Kuranlar Yahut Şümürz Oyun Afişi


Neden kaçtıklarını bile bilmeyen bu ailenin, yalnızca kızları Zenobia durumu sorgular. Kalan tüm bireyler hafızasızdır, sistemi zorlayan tek kişi olan Zenobia için ise hayat giderek dayanılmaz bir hal alır. 'Şümürz' nedir peki? Şümürz, oyunda sadece seyirci ve Zenobia'nın gördüğü, diğerlerinin ise kıyasıya dövdüğü, ezdiği bir 'şey'. O 'şey' de boşluğun ta kendisidir. Bu 'şey' düzenin direnenleri olarak yorumlanabileceği gibi bireyin içini boşalttığı kendisi olarak da yorumlanabilir. Bu şey, vardır ama yok kabul edilir.

Esasen burjuva değerlere bir eleştiri niteliği taşıyan oyun, insanların üst kata çıkışı ile korkularına esir düşmelerini, eksilmelerini -aile yukarı çıktıkça sayıca da eksilir- ve yalnızlıklarıyla yok olmalarını anlatıyor. Metin, 59 yıl önce yazılmış bir metin olmasına rağmen, geçerliliğini fazlasıyla koruyor. İnsanın; bugün, kapitalist düzen ile çatışmasını/yüzleşmesini bir yana bırakın, başta kendisiyle yüzleşememe sorunu yıkıcı sonuçlar doğurabiliyor. Hayatta ne için yaşarız? Neden kendimizden kaçarız? Neden korkularımızı yenemediğimiz gibi kendi ellerimizle yeni korkular inşa ederiz?

İmparatorluk Kuranlar Yahut Şümürz, Trump Towers,
25 Haziran 2016, İstanbul.
Rejiyi çok beğendim. Oyuna odaklanmayı sağlayan, son derece sade bir yaklaşım sergilemiş Makedon yönetmen Popovski. Odaların küçülmesini koli bantlarıyla göstermek müthiş olmuş. Sahne değişimlerindeki müziğin dozunu da etkili buldum.

Baba rolündeki Reha Özcan harikalar yarattı, sarsıcı buldum tavrını. Şümürz Selin İşcan'ın işi çok zor, devamlı yerde sürünmenin dışında, oyun boyunca yüzüne takındığı ifade etkileyiciydi. Evin naif kızı Zenobia, Tuba Karabey de oyunun temasını hissettirmekte başarılıydı, göz devirmelerinde ise kendimi gördüm.

Lütfen yukarıya çıktıkça, çıkmamıza izin veren merdivenin inişini, korku içeri girmesin diye bantlamayalım! Bir şeylerin karşısında durma cesaretini gösterenler ise Şümürz'dür.

Oyun birçok yurtdışı festivale katılıyor ve de ödüllerle dönüyor. Şu an Vian'ın ülkesinde, Avignon'dalar ama sezonda denk geldiğinizde kesinlikle kaçırmamanızı öneririm.

Oyundan hoşuma giden birkaç replik:
Baba Leon: 'Bütün hızımızla geleceğe doğru yol alıyoruz. Şimdiyi görmüyoruz. Ardımızda bıraktığımız toz bulutu geçmişi de siliyor gözlerimizden.'
Anne: "Çocuklar yalnızca ebeveynlerinin sorun olarak görebilecekleri şeylerden şikayet edebilirler.'
Baba Leon: "Kendini adamdan sayan adam kaçmaz. Kim kaçar? Çorap kaçar!"

Vian'ın absürditesi, elbette müthiş bir derinlik barındırıyor. Örneğin Şümürz, Almanca 'schmerz'den (ağrı, sancı) geliyor. Bu sözcüğü Vian ve karısı Vian'ın zayıf kalbini ve diğer hastalıklarıyla ilgili konuşurken genel bir sözcük olarak kullanırmış. Vian da zaten 39 yaşında kalpten öldü. Hizmetçi Cruche'un adı Fransızca 'sürahi' demek. Fransızca'da 'bête comme une cruche' diye bir deyim var, birinin ne kadar aptal olduğunu anlatmak için. Zenobia ismi de tesadüfen seçilmiş değil. Arapça 'babasının süsü' anlamına gelen ve bizdeki karşılığı Zeynep olan Zenobia, Yunanca'da da 'Zeus hayat verir' anlamına geliyor. Tarihteki Zenobia'lar da hep galip gelen kadınlar. Boris Vian, Palmyra Kraliçesi Zenobia'yı da düşünmüş olabilir, İberya (bugünkü Tiflis ve doğusu) Kraliçesi Zenobia'yı da... Bu oyundaki Zenobia da farkındalığı yüksek olan ve galip gelen karakter olarak seçilmiş. Baba Leon Dupont'un adını irdeleyecek olursak, o da Fransızca 'Köprünün Leon'u' (pont, köprü anlamına geliyor) olarak çevrilebilir. Yani köprü, doğumu ve ölümü arasındaki süreci temsil ediyor. Metaforlara bayılırım. Merak edenler için şu makale aydınlatıcı olabilir.

Bir de Dupont'lar her ne kadar Yahudi olarak tanımlanmasa da, devamlı ses tarafından takip edildikleri hissi, korkuyla bir yerden bir yere kaçışları, sahip oldukları eşyalardan olmaları, bir bir eksilmeleri de II. Dünya Savaşı ve sonrasında Fransız Yahudilerin başına gelenleri anlatır gibi.

Yazan: Boris Vian
Yöneten: Aleksandar Popovski
Çeviren: Ayberk Erkay
Işık: Aleksandar Popovski
Ses: Barış Manisalı
Yönetmen Yardımcısı: Hümay Güldağ
Oynayanlar: Reha Özcan, Ayşe Lebriz Berkem, Selin İşcan, Tuba Karabey, Selin Tekman, Nihat Alpteki
Prömiyer: 11 Mayıs 2014, 19. İstanbul Tiyatro Festivali, İstanbul

Bundan 3,5 yıl önce de bir Vian yazısı yazmışım, buyurunuz: http://etkinfare.blogspot.com.tr/2013/01/pour-mon-bibi.html 
Bu da benim objektifimden.
Zuhal Olcay da salonun arka sıralarında oyunu izledi. Baktım ki alkış sırasında çıkmıştı.
İmparatorluk Kuranlar Yahut Şümürz, Trump Towers, 25 Haziran 2016, İstanbul.

Hiç yorum yok: