Arzu’nun tatlı tatlı konuşmasıyla işlem nasıl bitti
anlamadım, çekinecek bir şey yokmuş. Sonrasında da bana harika bir sürpriz
yaparak tüm ekip doğum günümü kutladılar. Anestezinin etkisi devam ettiğinden, üç mumu söndürmek için bayağı bir uğraştım, resimde de çıkmış, Chucky'ye 5 kala... Bir mumdur, iki mumdur, üç mumdur...
Pasta merasimi öncesinde ben muayenehanenin koridorlarında “Süperim,
mükemmelim, bu engeli de aştım, devamlı dolgu yaptırabilirim.” diye dolaşıp
diğer hastalara göz atıp uyuşuk ağzımla etrafa öpücük dağıtmaya çalışırken açık
olan televizyonda Beko reklamı dönüyordu, ne zamandır paylaşmak istiyorum, bu
vesile ile paylaşayım:
Beko’nun reklam jingle’ına bayılıyorum. Son zamanda farklı dillerde de yayımlamaya başladılar. Radyoda reklama asla dayanamayıp vakit kaybetmeden kanal değiştiren ben, buna denk gelince “Bir daha çalsa dinlerim.” diyorum her seferinde içimden. Olağanüstü bir ezgi, sözlü-sözsüz, lounge-pop her tür kombinasyona uyumlu; rahmetli Melih Kibar’ın ölümsüz Hababam Sınıfı müzikleri gibi… Beko bence bunu yüzyıllar boyunca kullansın. Bestecisi Atakan Ilgazdağ, daha pek çok firmanın da reklam jingle’ını yapmış.
Özellikle Fransızcasına bayıldım. Buyrun siz de dinleyin:
Diğer dillerdeki versiyonlar için de buraya göz atabilirsiniz. Bu da akşamında bizimkilerle olan versiyon:
Diğer dillerdeki versiyonlar için de buraya göz atabilirsiniz. Bu da akşamında bizimkilerle olan versiyon:
2 yorum:
Zeynepcim, dünya çok küçük... Arzu Hanım'ı ben de tanırım, kendisiyle reklam filmi çekmiştik.
Sana çok geçmiş olsun arkadaşım
Dünya gerçekten küçük :) Arzucum diş hekimlerinin hem en başarılısı hem de en güzeli, sempatiği, yakışır.
Canım çok sağ ol geçti gitti bile, hatta 13 Ağustos'ta tekrar gidiyorum :)
Yorum Gönder