28 Mart 2019 Perşembe

Maça Kızı

Maça Kızı, İngiliz Kraliyet Operası, 13 Ocak 2019, Londra.

Opera, aşkım. Londra, aşkım. İkisi birlikte ilk defa gerçekleşiyor. Gelişlerim kaç yıldır hep sezon dışına denk geldi. 2019 yılının ilk operası, büyük şans ki Tchaikovsy’nin Maça Kızı (Queen of Spades), üstelik prömiyeri. Kardeşim Can, gişe görevlisinin de yardımıyla harika yer buldu. Baştan söylüyorum, ekonomik sayılmaz. Ancak değer mi? Kesinlikle!
Can, 13 Ocaktaki prömiyere 8 Ocakta iyi yer buldu. İadeler olmasa zordu tabii.
Buna da mı "mind the stairs"?
Leicester’da oturuyoruz, dolayısıyla Kraliyet Operasına yürümek sadece 10 dakika sürüyor. Maalesef ve nedeni bilinmeyen bir şekilde evden ancak çıkabildik. Sanırım BBC’deki komik Brexit tartışmalarına daldık ya da Chaby Han’a takılmış da olabiliriz. Geç kaldığımız için koşar adım -yanımızdan geçen kraliyet atları daha yavaştı- operaya vardık. Oyun matine, 15.00'da.
Temsil öncesi panoramik çalışmalarım. İngiliz Kraliyet Operası, 13 Ocak 2019, Londra.
Bina devasa, daha yerimizi bulacağız. Neyse dolu olan asansörlerden birine attık kendimizi. Yerimize oturduğumuzda ikimizin de sırtı sucuk gibiydi. Çok heyecanlıydım, temsil başlayana kadar Can’a biraz operanın konusundan bahsettim.
3 saatlik maratona hazır mıyız? İngiliz Kraliyet Operası, 13 Ocak 2019, Londra.
Rus bale müziğinin babası sayılan Tchaikovsy'nin en meşhur operası Eugene Onegin olsa da en iyi operasının Maça Kızı olduğu söylenir. Tchaikovsy, Maça Kızı ile ilgili çalışmalara 1889'da başlıyor. Oyun 1890'da St Petersburg Mariinsky Tiyatrosunda prömiyer yapıyor ve büyük başarı elde ediyor.
Temsil kitapçığını 8 pounda aldım, Allahım sen büyüksün, lütfen kuru düşür. Kaliteli baskı.
İngiliz Kraliyet Operası, 13 Ocak 2019, Londra.
Maça Kızı üç perde, tek ara ve yaklaşık 3 saat 15 dakika sürüyor. Dolayısıyla aç, susuz ve yorgun gelmemenizi öneririm.
Tek bir boş koltuk yok, orkestra da yerleşti, Maça Kızına son dakikalar. İngiliz Kraliyet Operası, 13 Ocak 2019, Londra.

Hollanda Devlet Operası ile ortak prodüksiyon olan Maça Kızının rejisörü Norveçli Stefan Herheim. Kuzeylilerin sanat ve tasarım anlayışını, aktör, film ve dizileri ile olaylara insancıl yaklaşımlarını (Bir bebek doğduğunda erkekler dahil kendi ördükleri hediyeleri götürüyorlar, polisleri silah dahi taşımıyor, hapishaneleri tatil köyü kıvamında, vb) severim. Stefan Herheim da bunu haklı çıkardı. Son derece orijinal bir reji izledik. Bazı yönleriyle de eleştiriye epey açık bir tarz.
Bariton Vladimir Stoyanov ile Paulina rolündeki Anna Goryachova ve Prelipa rolündeki Jacquelyn Stucker ile birlikte. Maça Kızı, İngiliz Kraliyet Operası, 13 Ocak 2019, Londra.

Prömiyer sonrası çıkan yazılar da bunu doğruluyor. Bazı yorumlarda ‘lavish production’ ifadesi kullanıldı. Yani gereksiz yere büyük ve masraflı anlamlarında. Guardian ve Telegraph’da 5 üzerinden 2 yıldız verenler oldu. Independent 5 üzerinden 3, Standard ve Sunday Express 5 üzerinden 4 verdi. Ben 5 üzerinden 4.2 veriyorum. Tchaikovsy’nin hayatını inanılmaz güzel yorumlamış, adeta çoklu Tchaikovsy rejisiydi diyebiliriz. Hatta çeşitli sahnelerde Tchaikovsy klonlanmıştı.
Prens Yeletsky / Tchaikovsky ve klonları. Maça Kızı, İngiliz Kraliyet Operası, 13 Ocak 2019, Londra.

Bir kere çok büyük bir prodüksiyondu. Kostüm ve dekorlar muazzamdı. Fransız stili pencereler, etkili ışık kullanımıyla müthiş görsellik kattı. Ankastre kütüphane, yeşil kadifeden kapitone berjerler elitizm ve dönemin imparatorluk ögelerini iyi hissettirdi. Görkemli kristal avizeler bazı sahnelerde başroldeydi.
Görkemli bir sahne. Bu avizelerin bir sağa bir sola sallandığı bir sahne vardı ki muhteşemdi, operada teknik ve güvenlik de çok çok önemli. Maça Kızı, İngiliz Kraliyet Operası, 13 Ocak 2019, Londra.

Kuyruklu piyano ise sonda tabut olarak kullanıldı ki ancak bir kuzeyli yaratıcılığı bunu gerçekleştirebilirdi. Fikir çok iyi. Kafesteki siyah yırtıcı kuş ise Tchaikovsy’nin kadınlardan korkusunu yansıtıyordu. Aynaların kullanımı ise muhteşemdi, Tchaikovsy’nin benliğine hapsolmuşluğunu, gelgitlerini iyi yansıttı.
Maça Kızı, İngiliz Kraliyet Operası, 13 Ocak 2019, Londra.

Temsilde Tchaikovsy’nin kısmetsiz yaşantısı tüm ayrıntılarına kadar yer bulmuştu: Homoseksüelliği, intihara meyli, kadınlardan korkması, 53 yaşında intihar etmesi (koleralı olduğunu bildiği suyu içerek)... Rejisörün ana metinden ziyade Tchaikovsy’nin hayatına odaklanarak ilerlemek istediği açık.

Oyunun librettosu Tchaikovsy ile Tchaikovsy’nin kardeşi Modest’a ait, bilmeyenler için Modest da gay. 19. yüzyılda bu tercihi yaşarlarken içinde bulundukları toplumla baş etmeleri zor.

Oyunda Prens Yeletsky, Tchaikovsy’nin kendisi aslında. Sıklıkla Tchaikovsy’yi delicesine beste yaparken piyanonun başında ve beste yaptığı kağıtları sağa sola saçarken görüyoruz. Tchaikovsy, esasen oyundaki karakterleri yönetiyor (Bunlar metinde olmayan ve rejisörün eklediği hoşluklar). Arada da kendi klonundan -20-25 kişilik- koro çıkıyor, ona eşlik ediyor. Haşmetli, zengin sahnelerdi, kelimeyle aktarmak güç.
Maça Kızı, İngiliz Kraliyet Operası, 13 Ocak 2019, Londra.

Maça Kızı Operası esasen Rus edebiyatçı Pushkin’in kısa öyküsüne dayanıyor: Genç asker Gherman, Liza’ya aşık olur ancak bu imkansız bir aşktır. Çünkü Liza, arkadaşı Prens Yeletsky ile nişanlıdır. Gherman, Liza’nın kendisinden hoşlanmayan büyükannesi Kontes’in iskambilde kendisine servet kazandırabilecek bir sırrı bildiğini öğrenmiştir. O gizemli üç kart sayesinde paraları kazanıp Liza'yla evlenmek istemektedir. Bir gece yaşlı kadının odasına Liza’nın yardımıyla girer ve ona bu kartların hangileri olduğunu söylemesi için yalvarır, sonunda da onu tehdit eder. Gelin görün ki kadın oracıkta ölür ve hayaleti o üç kartı söylemek üzere Gherman’a musallat olur. Gherman da her şeyini bu kartlara yatırır.
Arada incelemelerime devam ediyorum. İngiliz Kraliyet Operası, 13 Ocak 2019, Londra.
Kostümler, siyah-beyaz ve tonları şeklinde düzenlenmişti. Bordo maskeler Tchaikovsy’nin farklı kişiliklerine de atıfta bulunması açısından iyi düşünülmüş. Koronun saç-makyajı, erkeklerin bıyık ve sakalı ile kadınların -düğme şeklinde dudağın ortasında yoğunlaştırılan- rujları, acımasız toplum baskısını vermekte bana göre etkili ögelerdendi.
Tiffin Çocuk Korosu, oyuna kanımca büyük renk kattı. Sahne arkasından bir kare.
Koroyu çok beğendim. Harici kız ve erkek çocuk koroları ile de zenginleştirilmişti, çok iyiydi. Tiffin Çocuk Korosu ve Tiffin Erkek Çocuk Korosu, koreografiyi de harika çıkardılar. Muazzam bir müzik ziyafetiydi diyebilirim. TRT Çoksesli Korolarında geçmişi olan biri olarak ne kadar disiplin ve sorumlulukla hareket ettiklerini hissedebildim.

Bu temsil, çok yönden ilkleri barındırmasının yanı sıra, bir sonu da barındırıyordu. Maça Kızı, 74 yaşındaki meşhur İngiliz mezzo soprano Felicity Palmer’ın son oyunu. Bu prodüksiyondan sonra emekliye ayrılacağı ve hayatına sevdiği dostlarıyla devam edeceği yönünde röportaj verdi.
İngiliz mezzo Felicity Palmer'ın performansı çok iyiydi. Maça Kızı, İngiliz Kraliyet Operası, 13 Ocak 2019, Londra.

Solistlere gelirsek, her biri isimli kişilerden seçilmişti. Favorim Bulgar bariton Vladimir Stoyanov. Müthiş bir ses. Stoyanov, hem Tchaikovsky’yi hem Prens Yeletsky’yi müthiş bir şekilde seslendirdi. Prensin ‘Seni seviyorum, biliyorum ki sen beni sevmiyorsun…’ diyen aryası zaten müthiş bir müzik. Stoyanov’un bölümlerinde tüylerim diken diken oldu diyebilirim. Hem kuvvetli hem de yerine göre yumuşak ve nazik söyledi. Derinliği olan bir sanatçı.

Kontes rolündeki Felicity Palmer’ı beğendim. Yaşından bağımsız olarak performansı etkileyiciydi. Bu karakteri en son 20 yıl önce seslendirmiş. Liza karakterini seslendiren Hollandalı soprano Eva-Maria Westbroek’ta sanki prömiyer heyecanı vardı. Yine de Eva-Maria, Eva-Maria’dır yani.
Eva-Maria Westbroek. Maça Kızı, İngiliz Kraliyet Operası, 13 Ocak 2019, Londra.
Son olarak orkestraya değinmeden geçmem imkansız. Olağanüstü çaldılar. Yaşanmışlıkta dolu olduğunu her notasında hissettiren Tchaikovsky’nin müziğine müzik kattılar denebilir. Adamın müziğindeki kapsayıcılığı içimizde hissedebiliyorduk. Çok iyiydi. Çıkışta ‘Rejiden bir şey anlamadım’ diyenleri duydum; ancak sadece solistler, koro ve orkestra için bile görülmeye değer bir iş.
Yanımdaki uykucu arada salonu terk etti, mesudum. İngiliz Kraliyet Operası, 13 Ocak 2019, Londra.
Rahatsız edici tek şey, yanımda oturan kadının, oyunun başından itibaren eşinin omzunda uyuması oldu. Dönerek yattığı ve kilolu da olduğundan kadının üçte biri, oyunun ilk bölümü boyunca üzerimdeydi. Bu nasıl bir rahatlık anlamadım. Kilo sorunum olsa ve operaya uyumaya gidecek kadar param da olsa çift koltuk satın alırdım. İyi fikir bence. Neyse ki ilk arada eşi kolundan tutup götürdü de yerler boşaldı, biz de rahatladık.
Temsil sonu, ekip selamda, alkış büyük. Maça Kızı, İngiliz Kraliyet Operası, 13 Ocak 2019, Londra.

Büyüleyici bir müziko-dramayı, saykodelik bir reji ile izledik. Kafa karıştırıcı yönleri var. Londra’da olan ya da Londra’ya gidecek meraklıları, bu prodüksiyonu kesinlikle kaçırmamalı. İstanbul'da olanlar da Maça Kızı'nın Londra'dan canlı yayınını Zorlu PSM'de izleyebildi. Güzel bir imkan.
Dekor ve kostümleri çok beğendim. Maça Kızı, İngiliz Kraliyet Operası, 13 Ocak 2019, Londra.
Çıkışta biraz binayı gezdik. Restoranları, farklı farklı salonları, önceki temsillerden kostüm ve tasarım örnekleri ile hoş bir ortam.
Ufo Can'a indi, Can biraz daha ortala. İngiliz Kraliyet Operası, 13 Ocak 2019, Londra.


Erken gelip yemek yenebilir. İngiliz Kraliyet Operası, 13 Ocak 2019, Londra.

Göze hitap ediyor. İngiliz Kraliyet Operası, 13 Ocak 2019, Londra.
İngiliz Kraliyet Operası, 13 Ocak 2019, Londra.
İhtiyaç molası için aşağı iniyorum, ortam bu. İngiliz Kraliyet Operası, 13 Ocak 2019, Londra.
Vay Can, çalılıklara mı saklandın? İngiliz Kraliyet Operası, 13 Ocak 2019, Londra.
Sonra operanın yakınındaki The Chandos Pub’a girdik. Canım klasik fish&chips w beer istemişti. Kocaman eski bir pub burası. İçeri bir girdik ki insanların çoğu küloduyla dolaşıyor. Can dedi ki "Üniversiteliler bir kıyafet(sizlik) partisi düzenliyor herhalde".
The Chandos'un üst katındaki Opera Room. 13 Ocak 2019, Londra.
Bu muhteşem opera akşamının üstüne çığlık çığlığa bağıran doncuları çekemeyecektik. Pub'ın üst katındaki ‘Opera Room’a çıktık. Baktık ki bu katın da yarısı öyle, koltuklu rahat bir yer bulup çöktük artık. Ortam komikti, pantolon ya da eteğini çıkarmak istemeyenlere mahalle baskısı yapıyordu çıplak İngilizler. Baskıya dayanamayıp çıkaran her kişi için de kulakları sağır eden bağırışlar geliyordu.

Güzel yemeğimizi yedik, üstüne ilave biralarımızı da içerek evin yolunu tuttuk. Gece evde haberlere bakarken anladım ki 17 yıl önce NY’de başlayan ve diğer dünya kentlerine de yayılan metroda pantolonsuz yolculuk eyleminin Londra’daki günüymüş (13 Ocak). Bulur beni illa ki. Ey İngiliz, metroda çıplak yolculuk ettiniz, milli mekanınız pub’ınızda da giyininiz artık! Teşekkür ederim.
Metroda Pantolonsuz Yolculuk adlı parodinin Londra şubesi.

Hiç yorum yok: