2 Aralık 2015 Çarşamba

Cecilia Bartoli

İtalyan şancı, Cecilia Bartoli.


Bundan 10 yıl önce Berk, “Cecilia Bartoli İstanbul’a geliyor, hemen bilet almam lazım!” diye deli deli haykırdığında, “Kim ki bu?” şeklinde Avrupa Yakası Burhan Abi konuşması yapmıştım. Geçen zamanda ben de büyük hayranlarından biri oldum.

Dünyanın tartışmasız en iyi seslerinden biri olan ve sempatikliğiyle de gönüllerde taht kuran Cecilia Bartoli tek konser için Barcelona’daydı. Ne şanstır ki ben de oradaydım ve Barcelona’ya gittiğimin ertesi günü, 3 Kasım’da onu canlı dinleme şansına Loni’yle beraber eriştik.
Hevenk hevenk dolaşmaca, 3 Kasım 2015, Barcelona.
Sabahtan şehir merkezinde birkaç saatlik bir yürüyüş turuna katıldık. Avrupa’nın düz ayak zemininde bu yürüyüş turlarını seviyorum, özet bir fikir vermiş oluyor bulunduğunuz şehir hakkında. Her ne kadar dolaştığımız yerlerde yıllar önce de zıplayarak dolaşmış olsam da böyle güzel bir bahar havasında gezinmek mükemmel oldu.
Doğal olarak tüm binalarda Katalunya bayraklarını görüyorsunuz. Şu sokağın duvarındaki resimli plakalara da bayıldım.
3 Kasım 2015, Barcelona.




O günlerde Barcelona’da ne var ne yok diye şöyle bir bakmıştım. Özellikle de bir opera görmeyi istiyordum. Maalesef bulunduğum tarihlerde Katalan Operası tembellik etmek istemiş. Opera göremeyince ikincil favorilerime bakayım dedim ve uzun aylar boyunca devam eden bir caz festivali ile Cecilia Bartoli konserini gördüm. Cecilia Bartoli’nin şehirde olduğunu görmek üzerimde en az bir Verdi operası kadar etki yaptı ve büyük heyecan oluştu.
Kolomb'a karşı atlamaca, zıplamaca, sonrasında sangria ile serinlemece. 3 Kasım 2015, Barcelona.


Turdan sonra konserin gerçekleşeceği ve Barcelona’nın en sembolik ve tarihi yapılarından olan Palau de la Música Catalana’ya (Katalan Müzik Sarayı) uğramaya karar verdik. Gişedeki hanım, ‘bilet yok’ dedi. Her yerde de ‘sold out’ yazıyordu. ‘Oldu o zaman’ diyerek gözler/kaşlar Küçük Emrah şeklinde arkamıza dönmüş yolumuza gidecekken, aynı hanım ‘bi dakika’ diye seslendi, yan taraftaki arkadaşıyla bir şeyler konuştu ve 2 kişilik yer açıldığını söyleyerek ekrandan yerleri gösterdi. Sevinç içinde ‘holley’ dedik ve kişi başı 95 euro’dan biletleri aldık. Pahalı diye düşünebiliriz ama İstanbul’daki bazı müzik festivali etkinliklerinden de pahalı değil aslında. Bu etkinlik için Katalanlar bilet fiyatlarını 30 ila 175 euro arasında belirlemişler; bizimki tam medyan oldu.
Palau de la Música Catalana (Katalan Müzik Sarayı), Katalan art nouveau stilinde 1905-1908 arasında inşa edilmiş. Bilemediniz, mimarı Gaudí değil, Gaudí'nin çağdaşı Lluís Domènech i Montaner. İçerisi bir botanik hissi uyandırıyor. Mozaik ve cam başat ürünler. Camdan duvarlar içeriye daha çok ışık girmesini sağlıyor.
Aynı zamanda UNESCO Dünya Mirası listesinde.


Konser başlığı “From Venice to St. Petersburg” (Venedik’ten St. Petersburg’a) şeklinde belirlenmiş. Konser programını beğendim. Vivaldi’lerin yanı sıra Bartoli’nin geçen yılın son çeyreğinde çıkardığı St. Petersburg albümünde bulunan bazı Araia ve Raupach besteleri de programa alınmış. Bartoli’yi ilk kez Rusça seslendirirken duydum. Zaten bu albümündeki iki parça ile de ilk kez Rusça söyledi.
Binada akıl durduran bir işçilik söz konusu. Cam ve vitray işleri mükemmel. Fuayesi de bir o kadar işçilik içeriyor. Kemerlerin kenarlarındaki gül motifli işlere bakar mısınız! (Yukarıdaki 4'lü resim grubunda sağ alttaki resimde)


Bu albüm için Cecilia çok emek verdi. St. Petersburg’daki Mariinsky Arşivleri’nde bizzat araştırma yaparak Çarlık Rusyası’nın 200 yıldır açığa çıkmamış barok müzik hazinelerini ortaya çıkardı. Albüm; 18. yüzyılda, üç Rus çariçesinin (Anna Ioannovna (Büyük Peter’in yeğeni (Avrupa ‘Büyük’ diyor, biz ise ‘Deli’ Petro), 1730-40), Elizabeth (I. Katerina ve I. Petro’nun (‘deli’ olan) kızı, 1741-62) ve II. Katerina (‘Büyük Katerina’ olarak da biliniyor, 1762-96)) Rusya’nın batı kültürünü özümseme ve opera sanatını Rusya’ya getirme çabaları kapsamında oluşmuş çalışmalardan aryaları içeriyor. Bunun için de Ruslar, İtalyan ve Alman bestecileri ülkelerine davet ederek birçok opera müziği bestelenmesini sağlamışlar. Bu besteciler arasında Domenico Cimarosa, Francesco Araia (Rus dilinde yazılmış ilk operanın bestecisi), Hermann Friedrich Raupach, Vincenzo Manfredini, Domenico Dall’Oglio ve Luigi Madonis var.
Cecilia Bartoli'nin konser sonunda trompetçi ile atışması çok hoştu. İnsan sesinin nasıl mükemmel bir enstrüman olduğunu kanıtladı. 3 Kasım 2015, Barcelona.


Katalan Müzik Sarayı tıka basa doluydu. Sanırım benim dışımda da pek az turist vardı. Yerimiz ana salonda ve iyi bir noktadaydı.

Performans çok iyiydi. Bartoli’ye konserde, albümünde de çalan I Barocchisti Orkestrası ile İsviçreli şef Diego Fasolis eşlik etti. Esasen mezzosoprano olarak tariflense de soprano seviyelerine çıkabilen çok özel bir enstrümana sahip, yetenekli ve titiz bir sanatçı. Konserin ilk yarısında giydiği beyaz ve ikinci yarısı için seçtiği turkuaz elbiseleriyle de göz alıcıydı. Kilo bazı insanlara yakışıyor kanımca.
Cecilia Bartoli, şef Diego Fasolis ile konser sonunda selama çıkarken, Katalan Müzik Sarayı, 3 Kasım 2015, Barcelona. 


Sadece şanla ara da verilen bir konserde seyirciyi canlı tutmak meseledir. Ama Bartoli her zamanki sempatikliğiyle tüm konseri ayakta tutmayı başardı ve bise de geldi. Konser sonunda sahneye Rus kalpağı ile çıktı, esprili bir hareketti. Aynı kalpak albümünün de kapağı.
Cecilia Bartoli, Rus kalpağı ile...
Konser sonrası Palau'nun bistrosunda harika birer şarap içerek, sağlıklı? tapaslardan otlandık.
Katalan Müzik Sarayı, 3 Kasım 2015, Barcelona.
Ölmeden önce yapılması gerekenler listesine "Bartoli'yi canlı dinlemek" de eklenmeli.

Garipliğime verilecek ama Bartoli deyince aklıma ilk Cecilia değil de langır lungur tenisiyle -neyse ki emekli olan- Fransız tenisçi Marion Bartoli geliyor. Nasıl acayip bir servis ve kortta ısınma stili vardı ya...

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Çok entellektüel olduğunuz belli biraz daha derine inin lütfen

Etkin Fare dedi ki...

Özel bir misyon yüklemiyorum yazılarıma. "Dediğini anlamakta güçlük çekiyoruz" diyen takipçiler de oluyor doğrusu. Teşekkür ederim yorumunuza.