1 Kasım 2015 Pazar

Şekerpare

Şekerpare, Şehir Tiyatroları Kağıthane Sahnesi, 29 Ekim 2015.


Seçim sonuçları: Algı, boyut, Kafka, Poe, insan ve saire... En iyisi 29 Ekim'de bizimkilerle gittiğimiz yeni oyunu yazayım.

Engin Alkan çok başka bir adam. Bu sefer de Yavuz Turgul'un yazdığı ve Atıf Yılmaz'ın çektiği 1983 yapımı Türk sineması klasiği Şekerpare'yi tiyatroya uyarlamış. Sadece oyunlaştırmamış bir de müziklemiş. Güzel bir iş çıkmış ortaya.
Şekerpare film afişi
Müzikal, Şehir Tiyatrolarının Kağıthane'deki Sadabad Sahnesi'nde. Kişi başı 12TL'lik biletlerimizi internetten aldım. Biraz geciktiğimden yan yana üç yer bulamasam da orada birleştik, sorun olmadı.
Şehir Tiyatroları Sahnesi'nde bir evlenme teklifi, 29 Ekim 2015.
Adınızı bilmiyoruz ama sizlere mutluluklar diliyoruz.
Salon çok doluydu. Dolu salonları görünce -bana ne oluyorsa- içimde bir hoşluk oluşuyor. Yerlerimize oturmuş oyunun başlamasını beklerken sahneye bir adam çıktı. Dedim ki 'Herhalde oyun bir anlatıcı ile başlıyor.' Ama öyle olmadı. Çıkan kişi bizim gibi izleyicilerden biriymiş ve kısa bir girizgah yapıp salonda oturmakta olan sevgilisi için "Sevgilim bir sanat aşığı, o yüzden buradan seslendim" dedi ve evlenme teklif etti. Hınca hınç dolu (600 civarı kişi) salonda alkış koptu tabii. Bu anlamlı 29 Ekim'de bize de hoş bir sürpriz oldu. Ardındansa oyun, çalgılar çengiler eşliğinde başladı.
Şekerpare, Şehir Tiyatroları Kağıthane Sahnesi, 29 Ekim 2015.



19. yüzyıl İstanbul'undayız. Halkı haraca bağlamış olan Komiser Ziver'in karakoluna tayin olan saftirik Bekçi Cumali, Galata'nın genelevindeki güzellik Şekerpare'ye aşık olur. Ziver ise evde de rahat durmamaktadır ve evlatlığını hamile bırakmıştır. Durumu haliyle karısına ve baldızına anlatamayan Ziver, Cumali'yi türlü oyunlarla evlatlığına yamamaya ve böylelikle kendini aklamaya çalışacaktır. Fakat her şeyden haberi olan genelev sahibi Letafet ve hayli yetenekli kızları Cumali'yi de yanlarına alarak Ziver'e bir oyun oynar.
Şekerpare, Şehir Tiyatroları Kağıthane Sahnesi, 29 Ekim 2015. Hurşit ile Ziver didişirken.
Müzikler bir harika, bu kadar mı güzel oturtulur oyuna. Dönemin longa, sirto ve zeybekleri kullanılmış; hepsi bildik ezgiler. Bunların üzerine sözleri de Engin Alkan yazmış. Oyuncuların çoğu belli ki müzikal oyuncuları. Sesler bir harikaydı. 

Kostümler ve koreografi hoşuma gitti. Dekor tasarımını pek tutmadım. Dönen platformla yakalanan hareket tamam ama genelinde zayıf kalmıştı dekor. Danslar güzeldi. Engin Alkan, ne güzel dans ediyorsun ya! 10 parmağında 10 marifet... Yazıyor, yönetiyor, oynuyor, dans ediyor, şarkı söylüyor. Bir de genelevdeki kızlardan Safinaz'ın dansları çok iyiydi. 
Şekerpare, Şehir Tiyatroları Kağıthane Sahnesi, 29 Ekim 2015.
Alkan, oyun kitapçığında bu oyunu ele alma nedenlerini anlatırken şöyle demiş: "... Mizaha ihtiyacım var: Şu hayatta yalnız olmadığımı, tüm farklılıklarımıza rağmen diğerleriyle canımızın aynı yerlerinden acıdığını görmeye ve göstermeye ihtiyacım var. Korkularımı paylaşmaya, öfkemi sağaltmaya, toplumsal şizofreninin yarattığı heyelandan kurtulmak için, ait olduğum kültürün köklerine sımsıkı tutunmaya ihtiyacım var..." Helal olsun, mükemmel özet. Öfkemizi sağaltmalıyız, çok doğru!

Bu tarz müzikal komediler, bence toplumun tüm kesimlerince beğeniliyor. Zaten salonda her kesimden insanı görmek mümkündü ve bu çok hoştu. 
Şekerpare, Şehir Tiyatroları Kağıthane Sahnesi, 29 Ekim 2015.
Oyun uzun, 23:40'ta bitti: 2 perde - 3 saat. Eğlence sabit ama içeriğini çok da hopbidi sanmayın. Günümüze çok yerinde göndermeler yapılıyor. 19. yüzyılda geçse de içerik çok berrak ve yakın gelecek size.

Oyundan hoşuma giden replikler:
"Hurşit!" (Komiser Ziver'in haraçlarını toplattığı yardımcısının adı bile gülmeme yetiyor. Gerçi ben Hurşit Yenigün ve arkadaşları ile gemide çektikleri klibe de çok gülerdim.)
"Oruvaar! (Au revoir-Fransızcada 'görüşmek üzere' anlamına gelir) Alı var moru var!"
"Point yap" (Buna çok güldüm: Komiser Ziver, Hurşit'in kendisinden gizli botunun altına sakladığı haraç paralarını çıkarmak için davranır. Var gücüyle çekiştirir ama bot bir türlü çıkmaz. Sonunda Hurşit'e 'point yap' der. Yani botun kolay çıkması için ayak parmaklarını ileriye doğru -point aynı zamanda pilates prensiplerinden biri- birleştirmesini ister.)
"Benim adım Letafet, tepem atarsa olurum bir felaket!"
"Eseye vu (Essayez vous-Fransızcada 'oturun' anlamına gelir) Ha?! Kime vu?"
"Haşin erkek sesi yatağında tiz kadın sesi..."
"Biraz nüktedan olur musun lütfeeen!" (Ziver işine gelmediği zaman karşısındakini şaşırtmak için sık sık bunu kullanır.)
"Affet Letafet, sabret cenabet"
"Bi kahveyi bi ordu mu yapazaaaz"
"Bülbülüm kukurikum benim"
"Şikirparem benimm!" (Bekçi Cumali, sevgilisi Şekerpare'ye böyle seslenir.)

Bu müzikalin birçok ödüle koşacağına inanıyorum. Tek bir eleştiri: Güzelce basılmış olan tanıtım kitapçığında oyunun kısa özeti dışında her şey vardı.

Yazan: Yavuz Turgul
Uyarlayan/Reji/Şarkı Sözleri: Engin Alkan
Dramaturji: Sinem Özlek
Sahne Tasarımı: Bariş Dinçel
Kostüm Tasarımı: Duygu Türkekul
Işık Tasarımı: Cem Yilmazer
Müzik/Şef/Klavye: Burçak Çöllü
Koreografi: Senem Oluz
Ses: Metin Küçükyilmaz
Oyuncular: Ziver: Engin Alkan - Cumali: Uğur Dilbaz - Şekerpare: Dolunay Pircioğlu - Hurşit: Aybar Taştekin - Letafet: Tanju Tuncel/Nurdan Gür - Afet: Pervin Bağdat - Peyker/1.Nöbetçi: Zeynep Göktay Dilbaz - Mahmure/3.Nöbetçi: Zeynep Çelik Küreş - Handune: Yeşim Mazıcıoğlu - Galatalı: Ümit Bülent Dinçer - Safinaz: Yağmur Damcıoğlu - Gülnihal: Aslı Menaz - Nevcihan/2.Nöbetçi: Berfu Aydoğan - Nazır Efendi: Cem Baza - Balıkçı/Müştak/Kınalı Yapıncak: Cafer Alpsolay - Terzi/Yüzen Takunya: Volkan Öztürk/Onur Demircan - Şerbetçi/Bedri/Sarı Sansar: Çağlar Ozan Aksu - Peynirci/Polis: Ercan Demirhan - Manav/Polis: Emre Çağrı Akbaba
Prömiyer: 25 Mart 2015, Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi, İstanbul.

2 yorum:

CDolgun dedi ki...

Hurşiiit! Koptum buna ya, mutlaka gideceğim.
Alı var moru var,
Can :))

Etkin Fare dedi ki...

Hoppa hoppa cukka cukka! :D