22 Kasım 2012 Perşembe

İdrar Yolları Denetim A.Ş. Sidikli’ye Karşı

Devlet Tiyatrolarında bir Broadway müzikali. Geçen yıl birkaç kez bakmama rağmen bilet bulamamıştım. Tabii oyundan bir gün önce baktığım için bilet kalmamış olmasına her seferinde şaşırmasam da olabilirdi. Bu sezon da devam ettiğini öğrenince, iki bilet almıştım. Bu etkinlikte bana Common Purpose’dan arkadaşım Ahmet Bey eşlik etti. Kendisiyle önceki hafta Oyuncak Müzesi’nde aynı kartları çekerek ortaklığımızı başlatmıştık.

En baştan söyleyim, çok eğlendim. Birden ona kadar puanlıyorum:

Müzikler: Çok beğendim, 10.
Sesler: Bir kişi haricinde şaşırtıcı derecede başarılıydı, 9.
Türkçe adaptasyonu: 10 numara.
Reji: Genç bir elin değdiği hissediliyor, 10.
Dekor: Üretken bir dekor, 8.
Orkestra: Heyecan verici, 9.
Salon: Cevahir’in içinde olduğu ve oyun oynanmazken de korkutucu derecede karanlık olduğu için 5. Cevahir’deki tsunami (insan) konusuna hiç girmiyorum.

Dünya iyice ısınmış, kuraklık, susuzluk had safhada. Evlerdeki sular kesilmiş ve ev tuvaletleri kanunla kapatılmış. Umumi tuvaletlerse özel bir şirketin yönetiminde: İYDŞ: İdrar Yolları Denetim A.Ş. Başındaki Cladwell para basıyor. Parasıyla bürokratları bile satın alyor. Tuvalet parasını ödeyemeyenler ya da kendini tutamayıp şehirde oraya buraya işeyenler ise, ceza olarak Sidikli Kasabası’na gönderiliyor. Sidikli’ye giden dönmüyor, gizemli yani. Sonunda da halkın sabrı taşıyor. Oyunda romantizm de var. Cladwell’in güzel kızı Hope ile umumi tuvaletlerden birinde görevli Bobby Strong birbirlerine aşık oluyorlar. Çok şirinler…


Oyun bir düzen eleştirisi; gücün zenginlerden ‘özgürlük’ diyen paryalara geçmesiyle, onların da zenginler kadar acımasız bir hale dönüştüğünü izliyoruz. Aslında kokuşmuşluğun sorumlusu bu-şu-o değil, herkes… Yani herkes çiş, herkes kaka… Kaka, çiş, kaka, çiş, kaka, çiş, kaka, çiş, çiş, kaka, çiş, kaka, çiş, kaka, çiş, kaka, çiş, kaka, çiş, kaka, çiş, kaka, çiş, tukaka…*

Güzel sesler, danslar, müzikler ile son derece tempolu, Amerikan tabiriyle 'ilham verici' bir prodüksiyon. Oyuncuların tamamı çok genç ve yarı zamanlı müzikal öğrencilerinden oluşuyor. Başrol Nebi Birgi, 86 doğumlu, hem çevirmiş hem koreografisini yapmış hem dans ediyor hem de mükemmel söylüyor. Tek o değil, tüm oyuncular çok istekli ve dinamik.

Yani böylesi bir müzikal, bir takım oyunu bizden nasıl çıkmış hayret ettim. Mutlaka gidin. Ben de gelecek sezon sürerse tekrar gidebilirim.

Özgün Adı: Urinetown
Müzik: Mark Hollmann - Yazan: Greg Kotis
Dünya prömiyeri: 6 Mayıs 2001, American Theatre for Actors, New York (Off-Broadway)
Çeviren: Barış Arman, Nebi Birgi - Yöneten:  Oğuz Utku Güneş
Koreografi: Nebi Birgi - Müzik Direktörü: Murat Kodallı
Oyuncular: Memur Lockstock: Doruk Şengün - Küçük Sally: Berfu Aydoğan - Caldwell B.Cladwell: Barış Arman - Bobby Strong: Nebi Birgi - Hope Cladwell: Ceren Gündoğdu - Penelope Pennywise: Selmin Artemiz - Memur Barrel: Efe Ünal - Senatör Fipp: Taner Tunçay - Bay Mcqueen: Adnan Yiğit - Kate: Aslı Zırhlı - Ally: Didem Atasoy - Maria Augusta: Nazlı Uğurtaş - Josephine Strong: Seda Özgiş - Bastıbacak Becky: Güniz Bilge - Keskin Bıçak Mary: Derman Çinkılıç - Balıkçı Bill: Hilmi Duruoğlu - Korkak Sue: Ayşe Günyüz - Minik Tom: Alper Aksoy - Dilsiz Dolly: Beste Özgümüş - Zulacı Robby: Köksal Ünal 


* Ama sen de abarttın, ne bu çiş, kaka, kaka, çiş demeyin. Olay şöyle gelişti: Kendisinden toplam üç defa drama dersi aldığım Yalçın Boratap, ikinci ders sonunda beni sınıfa kitleyip “Kızım” dedi –ki bana böyle hitap edilmesinden hoşlanmam ama yaşına hürmeten– “Senin dağlara, kırlara çıkıp bol bol küfretmen, ayıp ayıp şeyler söylemen, el kol hareketleri yapman gerek.” Tabii ben kıpkırmızı olmuş “Nasıl yani Hocaaam?” derken, Hoca “Bu sana ev ödevi.” diyordu hala. İlk kez bir ev ödevimi yapmamıştım o dönemde. Şimdi çok güzel yeri geldi, burada yazıyorum çiş olsun kaka olsun, fena mı, az bir yol katettim işte.

2 yorum:

zephyr dedi ki...

Zeynep'ciğim, sen izlerken eğlenmişsin, ben de okurken :) Umarım ben de fırsatını bulur izlerim..

Bu arada senin drama hocası da alemmiş! Eh işte 3 seferde seni tanıyamamış, çok normal.

Etkin Fare dedi ki...

Şeb, gelecek sezon sen Güney Afrika'dan dönünce mutlaka gidelim birlikte :) Drama hocası efsane canım, insanı sarsıcı bir insan...