31 Aralık 2014 Çarşamba

Terazi

11 Aralık 2014, Camden, Amy Winehouse'a selam olsun!
6-13 Aralıkta kardeşim Can’la Londra’daydık. Müzikale, müzeye, galeriye doyduk. Arada çok üşüsem de açıcı bir seyahat oldu.

Tate Britain’da beni çok etkileyen bir resim oldu. Bu galeride İngiliz sanatçıların eserleri sergileniyor. Rehberimiz John Iddon’ın büyük keyifle anlattığı eserlerden biri olan bu resmi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Eser William Hogarth’a ait. Adamımız satirist; diğer eserlerini de incelediğinizde ironik tarafı zaten anlaşılıyor. Esasen 18. yüzyılın karikatüristiymiş de diyebiliriz. Aşağıda kendi yaptığı bir portresi var.
William Hogarth, Otoportre, The Painter and his Pug 1745, tuval üzerine yağlıboya
Hogarth, otoportresinde ne kadar kültürlü, ne kadar üst düzey bir kişilik olduğunu ortaya koymaya çalışmış. Bunu o dönem resimlerinde simge olan köpeğinden ve dizi dizi Shakespeare, Milton kitaplarından anlıyoruz. Ayrıca paletinin üzerindeki ‘Line of Beauty and Grace’ (Güzellik ve Zarafet Hattı) ifadesi Hogarth’ın sanat konusundaki teorilerine işaret ediyor.

Gelelim resmimize: Hogarth 1748 yazında ikinci kez Fransa’yı ziyaret eder ve Calais şehrindeki kapının eskizlerini çizerken Fransız askerleri tarafından casuslukla suçlanarak yakalanır. Tabii o dönem bu iki ülke düşman. Hogarth, yaşadığı bu deneyimden hareketle, bir İngiliz klasiği rozbif tutan aşçıya iştahla bakan bir Fransız askeri ve ağzının suyu akan şişman bir rahibi resmeder. Kapının üstünden rozbif ve Fransız askerine paralel inen zincirler çok ironik, zira Hogarth burada ‘Hangisi ağır basar?’ mesajını veriyor. Hogarth’ın buna cevabı tabii ki ‘İngiliz rozbifi Fransız askerini yener’ oluyor. Burada rozbif İngiltere’nin gücünü temsil ediyor. Bu arada resimdeki tek besili Fransız’ın da rahip olduğu dikkatlerden kaçmasın. Diğer Fransızlar hep cılız, çünkü Fransa İngiltere gibi varlıklı değil, halkını İngiliz kadar doyuramıyor. Ne adammışsın sen Hogarth ya? Nasıl bir öç almak bu…
William Hogarth, O the Roast Beef of Old England (‘The Gate of Calais’) 1748, tuval üzerine yağlıboya
Bu arada şişman rahip demişken, Hogarth’ın resimde Katolik kilisesi ile de dalga geçtiğini görmek mümkün. Kapının ardından ilerleyen ve haç taşıyan ekibin üst kısmındaki tabeladaki beyaz güvercin bunu gösteriyor.

Hogarth yetinmiyor, köşede de perişan bir İskoç’u resmediyor. Fakir İskoç kuru ekmekle soğana talim. Resmin her yeri mesaj, ne yöne bakacağımı şaşırdım.

Bu arada bu anlatımdan sonra bizimle tura katılmış olan Fransız grup önce yutkundu, ardından yok oldu. Ne oldu, beğenemediniz mi?
Rehberimiz John Iddon, J. Everett Millais'nin nefis bir eserinin önünde,
9 Aralık 2014, Tate Britain, Londra. Bugünün akşamında Aslan Kral müzikalindeyiz.